Aziz Yıldırım ve Konukları!

Kabul edelim ki, Aziz Yıldırım bir “resim” olarak ekranlara çok yakışıyor.  En son NTV’de konuk olarak aldığı 3 gazeteciyle konuşurken de ekranı doldurduğunu ve üç misafirini karizma olarak ezdiğini söylemeliyiz. Misafirlerinin terbiye görmüş efendi çocuklar olması da kendisi için bir avantajdı elbette, ve fakat yine de bu kadar ezmese iyiydi!

Aziz Y’nin ekranda söyledikleri arasında “yeni” olan hiçbir şey yoktu.  Kadıköy Rıhtımdaki ayakkabı boyacılarının bile ezberlediği “konuşursam var ya, ortalık birbirine girer, üfff üff ki ve dahi offf yani” tadı eşeğin semerine kıl kaçıracak kıvama geldi.

Kendisinin 6 yıl 3 aylık  hapis cezasıyla biten mahkeme sürecinde “konuşmadığı”  ne kaldı çok merak ediyorum. Eğer bir insan bildiklerini özgürlüğüne korumak ya da ona kavuşmak için bile söylemiyorsa, o insana saygımız kalabilir mi?  Buna rağmen Aziz Y’nin “delikanlılık namına” söylemediği şeyler olduğuna inanıyordum, lakin M.Ali Aydınlar’ın vefat eden “canının” taziyesine katılmasını bir iyilik gösterisi olan sunan aklın ve vicdanın kendini  yenileme vakti gelmiş demektir.

S.Şener’in “ben Fenerbahçe’nin yerinde olsam FB TV’yi kapatırdım, NTV varken onlara gerek yok” sözünün teyidi de Aziz Y’den geldi. Lig Tv ve NTV’den başka kanal izlemediğini söyledi Aziz bey.  Sonra da aklıma Ernst Rauter’in “ Düzene Uygun Kafalar Nasıl Oluşturulur” kitabı geldi. Türk’e Türk propagandasıan devam etsinler, ne diyek! Kılavuzu karga olanın gideceği yerde organik tarıma geçilir!

Aziz Y’nin,  uluslar arası maçlarda ülkemize gelen hakemlere alınan “hediyeler”le ilgili salvosu gecenin en güzel  anıydı. Gerçekten içinde saf bir taraf olduğuna inandığım Aziz Y, “ben göreve geldiğimde bu hediye işini kaldırdım, ondan sonra her maç yenilmeye başladık” dedi. Sonrasında seri galibiyetler aldığımıza göre, lafın tamamı aptala diyip devam edelim .

Şenes Erzik’i hangi işlerde kullandığını da söyledi Aziz bey. Rakip soyunma odalarına gönderiyormuş. Hayır Aziz Y böyle bir şey isteyebilir, de, sen nasıl bir figürsün ki hiç itiraz etmeden kendini “hakemlere” gösteriyorsun?  Bunun ne anlama geldiğini biraz akıl biraz da ahlak sahibi herkes görüyor, ülkenin düşürüldüğü duruma bak!

Topuk yaylası buluşması, bakanlarla görüşmeler vesair konulardaki  Aziz Y rahatlığı da ilginçti. Dünya’nın her tarafında yargılaması süren bir şahısla o ülkenin Adalet Bakanı ve başka bakanların buluşması “skandaldır”

Aziz Y’nin anlamadığı ya da anlamaza yattığı şu;

Elbette ki sizin bakanlardan sizi “kurtarmaları” için yardım istediğinizi söyleyemeyiz, hatta kişisel olarak karakterinizin bu tür işlere tenezzül etmeyeceğine inanıyorum.  Ama verilen fotoğraf her tür spekülasyona, haklı olarak, zemin hazırlar. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve diğer bakanlara da bu ziyaretlerinin toplum vicdanında kaydının düşüldüğünü hatırlatalım.

Topuk buluşmasının ev sahibi Araklılı İzzet Özgenç hocamıza ve yine Aydın Üniversitesi sahibi Trabzonlu Mustafa Aydın’a “hayırlı işler ağabeyler” diyelim de tam olsun. Aydın Üniversitesi adına fakülte açmak için Trabzon’da nabız yoklayan Mustafa Aydın’a önerimiz, bu arayışına Düzce’de devam etmesidir. Trabzon’da o kadar Fenerbahçeli bulmakta zorlanır.

 “Tahkim’in kararı değişmez” yalanı

 Bu yalanı en son İlker Yasin’den duydum. Artık cehalet mi adanmışlık mı bilmem. Ama Tahkim Kurulu’nun kararları Anayasa gibidir, değişmez diyen mevsim leyleklerine şunu soruyoruz;

Beş maç saha kapatma alan ve ve cezası Tahkim Kurulu’nca onanan Bursaspor’un cezası nasıl kaldırıldı?

Kendini zeki zanneden kiralıklardan bu sorunun yanıtını bekliyoruz.