Avrupa biletini almak isteyen iki ekibin mücadelesinden Trabzonspor gülerek ayrıldı. Bana göre de maçın hakkı beraberlikti, nitekim de öyle oldu. Atılan iki gol de enfes, hatta harika ötesiydi. Taraftarlar ise uğultudan başka bir şey yapmadı. Zaten organize olmamış bayan taraftar topluluğundan başka ne beklenebilirdi ki?
Her neyse yazıyı başka tarafa çekmeden karşılaşmadan bahsedelim. İlk 15 dakikasını saymazsak, mücadeleci ve çekişmeye sahne olan bir maç izledik. Top bir o kalede, bir bu kaledeydi. Zaman zaman aksiyon da üst safhaya yükseldi. Hakem Fırat Aydınus'a gelirsek bazı kararlarıyla gerçekten izleyenleri şaşırttı. Kontrolü elinde fazla tutamadı. Burak Yılmaz’a verilmeyen penaltı ve Beşiktaşlı oyunculara gösterilmeyen sarı kartlar… Aydınus'ın iyi kararlarından çok yanlış kararları vardı.
İlk yarının bitiş düdüğü çalınınca sahneye Burak Yılmaz çıktı. Hani o öve öve bitiremediğiniz Burak Yılmaz...
Fauldur ya da değildir, doğrudur ya da yanlıştır. Onu tartışacak halde değiliz. Eğer bir oyuncu sana faul yapıyorsa bunun faul olup olmadığına sen karar veremezsin. Orada bir hakem var. Ernts'e faul yapmış olabilirsin, ya da o sana yapmış olabilir. Hakem ne yaptı? Devam ettirdi... Sen ne yaptın gittin Ernst'in boğazına sarılıyorsun. Yakıştı mı sana? Tabi bunun öncesinde Ernst'in Burak'a karşı lafları var, artık küfür mü etti orasını bilemeyiz. Lakin ne olursa olsun o hareket yapılmaması la
zımdı. Bir Trabzonsporlu futbolcuya ben yakıştıramadım. Kendisi yakıştırdıysa, konuşmaya gerek yok.
İkinci yarıda Şenol Güneş faktörü ön plana çıktı. Genelde pek oyun anlayışını beğenmem ancak, 50 dakika 10 kişi 2 dakikada da 9 kişi oynayan Bordo-Mavili ekibin ihtiyacı olan bir puanı almasını sağladı ve Avrupa biletini kaptı. Her zaman insanlığı ile konuşulan Şenol Hocam, bu kez oyun anlayışıyla takdir topladı. Aslında çok kaliteli bir teknik adam lakin bazen gerek oyuncu değişiklikleri olsun, gerekse diziliş olsun doğru tercihlerde bulunamayabiliyor.
Sonuç olarak Avrupa biletini aldık, tamam, güzel... Ancak bakalım bizi Avrupa'ya alacaklar mı? Eğer Türkiye'ye ceza vermezseler, Fenerbahçe'ye verirler. Bu da bizim işimize gelir ve Şampiyonlar Ligi'ne gideriz.
Yolun açık olsun fırtınam...

****

Halı saha maçında başıma bir olay geldi. Kaleciyim ve rakip kalecinin degajtan vurduğu şut kimseye dokunmadan benim koruduğum kaleye girdi. Gol olur mu? olmaz mı? diye Trabzon Cinayet-Asayiş Komiserlerinden Süleyman Komiserim ile iddiaya girdik. "Bak kaybedersen köşe yazında bana yer vereceksin" dedi.. Bende "tamam" dedim.. Süleyman komiserim iddiayı sen kazandın..