ABD’DEN MADURO’YA YÖNELİK TEHDİTLER TIRMANIYOR
ABD ile Venezuela yönetimi arasındaki yüksek tansiyon, Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen isimlerinden Lindsey Graham’ın son açıklamalarıyla daha da arttı. Uzun süredir Maduro yönetimine karşı sert politikalar izleyen Washington, ülkeyi “narkoterörist” bir yapı olarak nitelendirirken, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise geri adım atmadan ülkesinin savunmasını güçlendirme mesajı veriyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın Venezuela’ya kara saldırısı seçeneğini dahi masada tuttuğunu belirtmesi, bölgedeki riskli tabloyu derinleştirdi.
Trump yönetimi, Venezuela yönetimini terör kategorisine dahil ederek baskıyı yükseltmiş ve özellikle ülkenin hava sahasının kapatılması gerektiğini ifade etmişti. Buna karşılık olarak Maduro, Hava Kuvvetlerine tetikte olmaları ve olası bir saldırıya karşı hazırlıklı bulunmaları talimatını vermişti. Böylece iki ülke arasındaki polemik, sadece diplomatik söylemlerle sınırlı kalmaktan çıkıp askeri boyutlara doğru ilerledi.
LINDSEY GRAHAM’DAN TÜRKİYE VE İRAN GÖNDERMELİ AÇIKLAMA
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, gerilimi yeniden alevlendiren açıklamasında Maduro’yu bir kez daha sert sözlerle hedef aldı. Graham, sosyal medya platformu X üzerinden yayımladığı mesajında, Trump’ın Venezuela’daki yapıyla mücadele konusundaki kararlılığını övdü ve Maduro için “Amerika’yı zehirleyen bir narkoterörist devletin kontrolörü” ifadelerini kullandı.
Graham’ın açıklamasının en dikkat çeken bölümü ise Türkiye ve İran göndermesi oldu. “Bu mevsimde Türkiye ve İran’ın çok güzel olduğunu duydum” ifadeleri, ABD kamuoyunda ve uluslararası arenada “sürgün mesajı” olarak yorumlandı. Graham, bu cümleyle hem Maduro’nun ülke dışına çıkarılabileceği iddialarını gündemde tuttu hem de Washington Post’un Maduro’nun Türkiye’ye sürgün edilebileceğine dair haberine dolaylı bir gönderme yaptı.
MADURO’NUN TÜRKIYE’YE SÜRGÜN İDDİASI GÜNDEME GELİYOR
Geçtiğimiz haftalarda yayımlanan bir haberde, Maduro’nun Türkiye’ye sürgün edilmesinin bazı çevreler tarafından değerlendirildiği ileri sürülmüştü. Haber, Venezuela liderinin Türkiye Cumhurbaşkanı ile güçlü ilişkilere sahip olması ve Türkiye’nin Maduro için “güvenli bir liman” olarak görülebileceği yorumlarının yapılmasına neden olmuştu. Bu iddialar, Graham’ın açıklamalarıyla yeniden gündeme taşındı.
Bu süreçte hem Venezuela hem de ABD tarafında resmi bir doğrulama yapılmadı. Ancak iki ülke arasındaki çekişmenin boyutu dikkate alındığında, diplomatik ve istihbarat kanallarında farklı senaryolar üzerinde çalışıldığına yönelik değerlendirmeler sürüyor.
BÖLGEDE ASKERİ HAREKETLİLİK ARTIYOR
ABD yönetimi, Venezuela’dan Amerika’ya gelen uyuşturucu trafiğini ulusal güvenlik tehdidi olarak görüyor. Bu doğrultuda bölgeye savaş gemileri ve denizaltılardan oluşan bir deniz gücü gönderilmesi, tansiyonu tırmandıran önemli adımlardan biri oldu. ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri, ordunun gerektiğinde Venezuela’da “rejim değişikliği” de dahil olmak üzere operasyonlara hazır olduğunu defalarca dile getirdi.
Bu gelişmelere karşılık olarak Maduro yönetimi de ülke içinde 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini açıkladı. Venezuela hükümeti, ABD’nin her türlü askeri adımına karşılık verecek kapasiteye sahip olduğunu savunuyor. Caracas yönetimi, ABD’nin Venezuela açıklarında uyuşturucu kaçakçılığı gerekçesiyle bazı tekneleri hedef almasını uluslararası hukuka aykırı bir saldırganlık olarak nitelendiriyor.
WASHINGTON VE CARACAS ARASINDA KRİZ DERİNLEŞİYOR
ABD’nin Latin Amerika’daki askeri varlığının artırılması ve dünyanın en büyük uçak gemisi olan USS Gerald R. Ford’un bölgeye ulaşması, iki ülke arasındaki güç gösterisinin en belirgin örneklerinden biri oldu. Trump yönetimi, bu adımları “tehditleri kaynağında yok etme stratejisinin” bir parçası olarak sunarken, Venezuela yönetimi bunu doğrudan egemenliğe yönelik bir saldırı olarak görüyor.
Maduro hükümeti, ülkenin güvenliği için tüm kurumların koordineli biçimde hareket ettiğini açıkladı. Venezuela yönetiminin kararlılığı ve ABD’nin açık tehditleri, diplomatik çözüm ihtimalini zayıflatırken, uluslararası toplumun da bölgedeki gelişmeleri yakından izlediği biliniyor.