AĞIRALİOĞLU’NDAN GÜNDEME DAMGA VURAN DEĞERLENDİRMELER
Haberler.com stüdyosunda Olgun Kızıltepe ve Melis Yaşar’ın sorularını yanıtlayan Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, son dönemde Türkiye gündeminin en tartışmalı konularından biri olan Ekrem İmamoğlu’nun görevden alınmasıyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk soruşturması kapsamında görevden alındığını hatırlatan Ağıralioğlu, sürecin kamuoyunda yarattığı algıyı sorgulayan ifadeler kullandı.
Ağıralioğlu, Türkiye’de siyasette yürütülen hesap sorma mekanizmasının tarafsızlık konusunda zayıf bir görüntü verdiğini belirterek, sadece muhalefete yönelik işlemler yapılmasının toplumda soru işaretleri doğurduğunu söyledi. "İmamoğlu haksız yere mi içeride tutuluyor?" sorusuna yanıt veren Ağıralioğlu, devletin her kuruşun hesabını sormasının zorunlu olduğunu ancak bu yaklaşımın siyasi ayrım gözetmeksizin işletilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“MUHALEFETE HESAP SORULUNCA ADALET GÖLGELENİYOR”
Ağıralioğlu, siyasette adalet duygusunun zedelendiğini belirterek şunları söyledi: Devletin görevi her bir kuruşun hesabını sormaktır ancak hesap sorma süreçleri sadece muhalefete yöneldiğinde bu durumun doğal olarak bir cezalandırma izlenimi yarattığını ifade etti. Ona göre bu gölge, yargılama süreçlerinin üzerine çökmüş durumda.
Ağıralioğlu, geçmişte yedi büyükşehir belediye başkanının görevden alındığını ancak hiçbirine hesap sorulmadığını belirterek bu durumun kamuoyunda adalet algısını zayıflattığını söyledi. Özellikle kendi partilerinin yönettiği belediyelerde yolsuzluk iddiaları nedeniyle görevlendirilen yöneticilerin mahkemeye dahi sevk edilmemesinin ciddi bir çelişki yarattığını ifade etti.
“DEVLET HERKES İÇİN AYNI MESAFEDE OLMALIDIR”
Ağıralioğlu, hesap verebilirliğin sadece muhalefet için işletilmesinin hukukun eşitlik ilkesini zedelediğini belirtti. Ayrıca devletin ahlaki gücünün, kendi içinde de sorgulanabilirlik ve şeffaflık oluşturmasıyla mümkün olacağını dile getirdi. "Eğer devletin her kuruşunu kendiniz için de hesap verebilir bir mekanizmayla yürütseydiniz, hiç kimse bu süreçlere itiraz edemezdi" sözleri, Ağıralioğlu’nun eleştirilerinin merkezini oluşturdu.
Bu durumun toplumda “Siz yapınca hesap sorulmuyor ama muhalefet olunca hesap soruluyor” algısını doğurduğunu belirten Ağıralioğlu, yargı süreçlerinin siyaset üstü olması gerektiğini ve devlet kurumlarının saygınlığının ancak adil bir yönetim anlayışıyla korunabileceğini söyledi.
ADALETİN EKONOMİ VE İTİBAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Konuşmasının devamında adaletin sadece siyasi değil, ekonomik ve uluslararası itibar açısından da belirleyici bir unsur olduğunu vurgulayan Ağıralioğlu, “Bir ülke ancak adaletle kalkınır” ifadesiyle dikkat çekti. Adaletin sağlandığı yerde toplumsal birlik ve devlet kurumlarına olan güvenin arttığını söyleyen Ağıralioğlu, bunun ekonomik göstergelere de doğrudan yansıdığını ifade etti.
Yargının tarafsızlığını kaybetmesinin ise ülkenin itibarını zayıflattığını, para biriminin değer kaybettiğini, devlet kurumlarının uluslararası arenada zayıf bir görüntü sergilediğini belirten Ağıralioğlu, mevcut yargı düzeninin “mekanizma yanlış çalışıyor” eleştirisine neden olduğunu söyledi.
“BU KEYFİLİKLE MEMLEKET YÖNETİLMEZ”
Ağıralioğlu, hem siyasi hem ekonomik açıdan güçlü bir Türkiye’nin ancak adalet mekanizmasının doğru işlemesiyle mümkün olacağını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu keyfilikle memleket yönetilmez. Hukuku herkesin sığınacağı liman haline getireceksiniz. Devletin görevi her kuruşun hesabını sormak ama bunu öyle bir şekilde yapacaksınız ki adalet güçlensin, toplum birleşsin, kurumlar itibar kazansın.”
Konuşmasının sonunda, devletin ahlaki gücünü yeniden tahkim etmesi gerektiğini belirten Ağıralioğlu, Türkiye’nin demokratik düzeninin ancak tarafsız ve tutarlı işleyen bir yargı sistemiyle güçlenebileceğini söyledi.