Ali Babacan’dan Taksilere TOGG ve Vergisiz Satış Önerisi
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gazeteci Hakan Çelik’in YouTube kanalında yayımlanan programda yerli otomobil TOGG, savunma sanayii ve Türkiye’nin teknoloji hamlelerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Babacan, yerli markaların desteklenmesi gerektiğini belirterek, Türkiye’deki bütün taksilerin TOGG olması için dikkat çeken bir öneri sundu.
“Tüm Taksiler TOGG Olmalı, Vergisiz Satılmalı”
Babacan, Türkiye’deki tüm taksilerin elektrikli ve yerli otomobil markası TOGG olması gerektiğini ifade etti. “Kendi markamıza gözümüz gibi bakıp yaygınlaştırmalıyız” diyen Babacan, projenin detaylarını şöyle anlattı:
“Benzinli ya da dizel bir taksinin fiyatı kadar vergi ödeniyor. Bu yüzden taksiler yenilenemiyor. Devlet, zaten alamadığı ÖTV’nin peşinde. ÖTV ve KDV alınmadan, yalnızca taksiler için uygun finansmanla TOGG satışı yapılabilir. Böylece yerli markamızı hem teşvik ederiz hem de Türkiye’yi TOGG taksilerle tanıtırız.”
Babacan, bu önerinin hem yerli üretimi teşvik edeceğini hem de çevre dostu ulaşımın yaygınlaşmasına katkı sağlayacağını dile getirdi.
“Şarj İstasyonlu Taksi Durakları Kurulabilir”
Babacan, elektrikli taksiler için gerekli altyapının da kolayca oluşturulabileceğini belirtti:
“Taksi duraklarına şarj istasyonları kurulabilir. Araçlar beklerken şarj olur. Hem çevreye duyarlı hem de bakım masrafı düşük bir ulaşım sistemi sağlanır.”
Yerli üretimin stratejik önemine vurgu yapan Babacan, TOGG’un elektrikli otomobil olarak piyasaya girmesini “akıllıca bir başlangıç” olarak değerlendirdi.
“Yerli Markayı Elektrikle Başlatmak Akıllıca Oldu”
Ali Babacan, TOGG projesini ilk günden beri desteklediğini belirterek, “Bu proje Türkiye için çok önemli. Yerlilik oranı ne kadar yüksek olursa o kadar iyi. Fiyat politikasının, tasarımın ve markanın kontrolü bizde olmalı” ifadelerini kullandı.
Babacan, 2012 yılında ABD’de ilk elektrikli otomobili test ettiğini hatırlatarak, “O zaman geleceğin elektrikli araçlarda olduğunu gördüm. Bugün Çin ve Japonya bu alanda büyük ilerleme kaydetti” dedi.
F-35 Programı: “Hakkımızdan Vazgeçmemeliyiz”
Programda savunma sanayii ve Türkiye’nin F-35 projesindeki durumuna da değinen Babacan, Türkiye’nin program ortağı olduğunu ve uçakları alamadığını hatırlattı:
“Biz bu projenin ortağıydık, para verdik, hakkımız var. Hakkımızdan niye vazgeçelim ki? Alın terimiz var, akıl terimiz var. Bu bizim hakkımız, gasp edildi.”
Babacan, F-35 projesinde yaşanan sıkıntıların teknik ve siyasi nedenlere dayandığını, Türkiye’nin katılımının sürmesi halinde bu sorunların daha az yaşanabileceğini söyledi.
“İHA ve SİHA’lar Türkiye’nin Gururu”
Savunma sanayiindeki gelişmeleri “milli gurur” olarak nitelendiren Babacan, İHA ve SİHA üretiminin Türkiye’nin dışa bağımlılığını azalttığını belirtti:
“Türkiye, İHA ve SİHA konusunda dünyada adından söz ettiriyor. Kendi araçlarımızı geliştirdikçe dışa bağımlılık azaldı. Bu, stratejik bir sıçrama.”
Babacan, öğrencilik yıllarından beri savunma teknolojilerine ilgi duyduğunu da ifade ederek, ASELSAN’da staj yaptığını ve savunma fuarlarını yakından takip ettiğini anlattı.
“Eurofighter Alımı Türkiye İçin Doğru Karar”
F-16 filosunun yaşlanması nedeniyle yeni nesil savaş uçağı ihtiyacına değinen Babacan, Eurofighter Typhoon alımının Türkiye için doğru bir tercih olduğunu belirtti:
“Bu uçak açık platform. Türkiye, kendi savunma teknolojisiyle entegre çalışabilir. Kimseye tam bağımlı kalmamak gerekir. Eurofighter, Türkiye için iyi bir çıkış noktası.”
“Türkiye Savunma Sanayiinde Büyük Fırsatların Eşiğinde”
Babacan, ABD’nin Avrupa savunma politikalarından çekilmesinin Türkiye için yeni fırsatlar doğurduğunu söyledi:
“Avrupa savunma sanayisine yüz milyarlarca euro yatırım yapacak. Türkiye bu sürece entegre olursa, savunma sanayimiz büyür ve ekonomimizin kaderi değişir.”
Bu kapsamda 150 milyar euroluk Avrupa savunma fonuna Türkiye’nin dahil olmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.
“Türkiye Bölgesel Güç Olma Potansiyeline Sahip”
Babacan, Türkiye’nin coğrafi konumu, nüfusu ve diplomatik gücüyle bölgesel bir güç olduğunu ifade etti. “Türkiye, Amerika ve Çin’den sonra dünyada en çok diplomatik temsilciliğe sahip üçüncü ülke,” diyerek Türkiye’nin uluslararası etkisine dikkat çekti.
“Milli Kuruluşlar Gururumuzdur”
TUSAŞ, ASELSAN ve BAYKAR gibi kurumların Türkiye’nin gururu olduğunu söyleyen Babacan, bu kuruluşlardan davet gelmesi halinde ziyaret etmekten memnuniyet duyacağını belirtti:
“Bu kurumların hepsi milli gururumuz. Hangisinden davet gelirse gelsin giderim. Ziyaretlerimde milli sanayimizin geldiği noktadan gurur duyuyorum.”
“Türkiye’nin Potansiyeli Büyük, Yolu Barıştan Geçiyor”
Babacan, Türkiye’nin hem ekonomik hem de askeri gücünü artırırken barışçıl bir dış politika izlemeye devam etmesi gerektiğini ifade etti. “Türkiye caydırıcı gücü yüksek, ama her zaman barıştan yana olmalı. Savaş çığırtkanlığı yapmak ülkenin geleceğine zarar verir,” dedi.





