YAŞAM

Bebeği Doktorun Elinden Düşen Anne Adalet Arıyor

Kırklareli'nden Edirne’ye sevk edilen 32 haftalık hamile kadın, hastane servis odasında doğum yaparken bebeğini kaybetti. Aile ihmal iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

Abone Ol

Doğumda İhmal İddiası Türkiye’yi Sarstı

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde yaşayan 32 haftalık hamile T.Z., yüksek tansiyon şikayetiyle gittiği özel hastaneden Edirne’deki üniversite hastanesine sevk edildi. Ancak iddialara göre, burada doğum sürecinde yaşanan ihmal zinciri sonucu bebek hayatını kaybetti.

T.Z.’nin doğumu, doğumhanede değil, hastane servis odasında gerçekleşti. Anne, doğum sırasında doktorun elinden kayan bebeğin yere düşerek öldüğünü ileri sürdü. Ailenin suç duyurusuyla birlikte olay hakkında hem adli hem disiplin soruşturması başlatıldı.

Ambulans Verilmedi, Anne Kendi Aracıyla Gitti

T.Z., gebelik takibinin Lüleburgaz’daki özel bir hastanede yapıldığını, ancak 32’nci haftada tansiyonunun yükselmesi nedeniyle Edirne’ye sevk edildiğini belirtti.
İddiaya göre, hastane ambulans tahsis etmedi ve “Kendi aracınızla gidin” denilerek anne adayını 80 kilometre uzaklıktaki üniversite hastanesine gönderdi.

T.Z., o anları şu sözlerle anlattı:

“İcapçı doktor beni telefonda bilgilendirdi. Haftam küçük olduğu için Edirne’ye gitmem gerektiğini söyledi. Ambulans tutmadılar, ‘Kendi aracınla git’ dediler. İlk gebeliğimdi, ne derlerse onu yaptım.”

“Doğum Servis Odasında Gerçekleşti”

Edirne’deki hastaneye ulaşan T.Z., burada da ilgisizlikle karşılaştığını öne sürdü.

“Oraya gittiğimde neden geldin diye tepki gösterdiler. Sert tavırlarla muayene edildim. ‘Bu doğum sancısı değil, karın ağrısı’ dediler. NST cihazına bile bağlanmadım. Sadece serum takıldı. Saatlerce sancı çektim.”

Sancılarının artmasıyla birlikte doğumun başladığını belirten T.Z., yaşananları şöyle anlattı:

“Bir anda ayağa kalktım ve bebek bacaklarımın arasından süzüldü. Hemşireler koşarak geldi. Doktor Hanım bebeği aldı ama elinden kaydı, bebek yere düştü. Hareket ediyordu, ağladığını da duydular.”

Tanıklar: “Bebek Ağladı, Yaşıyordu”

Olay sırasında refakatçi olarak odada bulunan anne S.Z. ve N.Y., verdikleri ifadelerde bebeğin doğumdan sonra hareket ettiğini ve ağladığını duyduklarını belirtti.

Ancak hastane kayıtlarına göre doğum “ölü doğum” olarak geçti.
Epikriz raporunda, doğumdan sonra 10 saniye içinde müdahale edildiği, diyafragma hernisi (akciğer sorunu) şüphesiyle oksijen verildiği ve pediatri ekibine teslim edildiği yazıldı. Buna rağmen bebeğin saat 13.41’de hayatını kaybettiği bildirildi.

“Kanlar İçinde Koridorda Bekletildim”

Anne T.Z., doğum sonrası yaşadıklarını ise şu sözlerle anlattı:

“Beni yarı çıplak şekilde koridordan geçirdiler. Ameliyathane yerine kontrol odasında plasenta çıkarıldı. Sedasyon yapılmadan saatlerce bekletildim. Herkesin gözü önünde kanlar içinde dolaştırıldım.”

T.Z., bebeğini hiç göremediğini, ertesi gün morgda görmek zorunda kaldığını söyledi.

“Bebeğimi kaybettim ama kimse açıklama yapmadı. Başsağlığına bile gelmediler. Her şey epikriz raporlarında ortaya çıktı.”

“Doktor Sorunu Görmüş Ama Söylememiş”

Anne, doğumdan sonra gebelik takibini yapan doktoruyla yaptığı görüşmede yeni bir detay öğrendiğini belirtti:

“Doktorum bana ‘Bebeğin akciğerinde sıvı görmüştüm ama sana söylemedim. Beni de şikayet edebilirsin’ dedi. Böyle bir şey nasıl söylenmez? 23’üncü haftada yapılan kontrollerde bana her şey normal denmişti.”

Avukat: “Bu Bir İhmaller Zinciri”

T.Z.’nin avukatı Hüseyin Oğulcan Yılmaz, süreci “ağır bir ihmal zinciri” olarak nitelendirdi.

“Anne tansiyon şikayetiyle hastaneye başvuruyor, ancak doğum için heyet kararı bekleniyor. Doğum anında ise ameliyathane yerine servis odasında doğum yaptırılıyor. Hijyen ve güvenlik önlemleri alınmıyor. Bebek doktorun elinden düşüyor. Tanıklar bebeğin ağladığını söylüyor ama kayıtlar ölü doğum yazıyor.”

Yılmaz, hem özel hastane hem de üniversite hastanesi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, kamera kayıtları, epikriz raporları ve tanık ifadelerinin savcılığa sunulduğunu açıkladı.

“Sert Muamele ve Küçültücü İfadeler Kullanıldı”

Avukat Yılmaz, müvekkilinin hastanede kötü muameleye maruz kaldığını da iddia etti:

“Doğum öncesinde sancı çeken anneye doktorlar ‘Sen nasıl evlendin?’ gibi ifadeler kullanmış. Bu tavırlar kabul edilemez. Gebe bir kadının bu şekilde muamele görmesi insanlık dışıdır.”

Çifte Soruşturma Başlatıldı

Ailenin suç duyurusunun ardından Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı olaya ilişkin soruşturma başlattı. Ancak dosya, görevsizlik kararı verilerek üniversite bünyesinde yürütülen disiplin soruşturması ile birleştirildi.

Üniversitenin Tıp Fakültesi Dekanlığı, 18 Eylül tarihli yazıyla olayla ilgili disiplin sürecinin sürdüğünü açıkladı.
Aile, hem adli hem de idari süreçte sonuna kadar mücadele edeceğini belirtti.

“Adaletin Yerini Bulmasını İstiyoruz”

Anne T.Z., yaşadığı acının başka annelerin başına gelmemesi için süreci takip edeceğini söyledi:

“Adalete güvenim tam. Bebeğimin ölümüyle ilgili her ayrıntının ortaya çıkmasını istiyorum. Sorumlular cezasını alana kadar bu davanın peşini bırakmayacağım.”

Sonuç

Edirne’de yaşanan bu trajik olay, Türkiye’de sağlıkta ihmal tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.
Ailenin iddiaları, sağlık sisteminde sevk süreçlerinden hastane içi doğum protokollerine kadar pek çok eksikliği ortaya koyuyor.
Soruşturma sonuçlandığında, olayın ihmale mi yoksa tıbbi zorunluluklara mı dayandığı netlik kazanacak.

{ "vars": { "account": "G-39SSKFJRW0" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-JV1786CP4L" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }