DOĞA YÜRÜYÜŞÜNDE TARİHİ BİR LAHİT ORTAYA ÇIKTI
Bolu’da doğa yürüyüşü yapan bir grup doğasever, güzergâh üzerinde önemli bir kültürel miras kalıntısı ile karşılaştı. Patika 14 Doğa Yürüyüş Grubu’nun 30 Kasım’da Çatakören Yaylası’ndan Gidiriş köyüne doğru yaptığı yürüyüş sırasında, bir çeşmenin yanında bulunan taş yapının dikkat çekmesi üzerine durdurulan inceleme, yapının sıradan bir oluk olmadığını ortaya koydu. Yürüyüşe katılan 29 kişi, taşın üzerindeki detayları fark edince bunun bir lahit olduğunu anladı.
Çeşmede su oluğu gibi kullanılan yapının formu, yüzeydeki simgeler ve kesilmiş alanlar, lahitin zaman içinde farklı amaçlarla dönüştürülmüş olabileceğini gösterdi. Doğaseverlerin bu karşılaşması, kültürel mirasın korunması gerektiğini anımsatan önemli bir örnek olarak değerlendirildi.

HAÇ KABARTMALARI VE KESİLMİŞ BÖLÜMLER DİKKAT ÇEKTİ
Doğaseverler, mola sırasında yaptıkları incelemede lahitin üzerinde belirgin haç kabartmalarının bulunduğunu fark etti. Bu detaylar, yapının olası olarak erken dönem Hristiyanlık mezar kültürüne ait olduğuna işaret ediyordu. Lahitin bir bölümünün ise hayvanların su içebilmesi için kesildiği görüldü. Bu durum, tarihi bir eserin bilinçsiz şekilde günlük kullanım amaçlı dönüştürüldüğünü ortaya koydu.
Yürüyüş grubu tarafından çekilen fotoğraflar ve yapılan tespitler, lahidin uzun zamandır bu şekilde kullanıldığını düşündürdü. Grup üyeleri, durumun kültür varlıklarının korunması açısından önem taşıdığını belirterek hemen yetkililere bilgi verdi.
MÜZE YETKİLİLERİ SORUŞTURMA BAŞLATTI
Durumun bildirilmesinin ardından Bolu Müze Müdürlüğü ekipleri konuya vakit kaybetmeden müdahale etti. Yetkililer, lahitin bulunduğu alanda inceleme başlatıldığını açıkladı. Eserin tarihi döneminin belirlenmesi, kesilme biçiminin değerlendirilmesi ve kültür varlıkları listesine dahil edilip edilmeyeceğinin tespit edilmesi için çalışma yapılacağı belirtildi.
Yetkililer, bölgedeki diğer benzer yapıların da kontrol edileceğini ifade ederken, kültürel mirasın korunmasının yalnızca uzmanların değil, toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğu olduğunu vurguladı.
TARİHİ ESERLERDE KORUMA BİLİNCİ ÖNE ÇIKTI
Doğaseverlerin hızlı refleksi sayesinde ortaya çıkarılan bu durum, kültürel mirasın ihmal edilmemesi gerektiğini bir kez daha gündeme getirdi. Uzmanlar, lahit gibi arkeolojik değeri yüksek eserlerin bulunduğu anda korunması ve resmi makamlara haber verilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bu tür eserlerin uygunsuz kullanımı, hem tarihsel bilgi kaybına hem de kültürel mirasın zarar görmesine yol açabiliyor.
Patika 14 Doğa Yürüyüş Grubu’nun duyarlılığı, bölgede yaşayanların da tarihi değerlere karşı daha bilinçli yaklaşmasına katkı sağladı. Yürüyüş sırasında tesadüfen fark edilen bu eser, bölgenin kültürel geçmişine dair yeni bilgiler sunma potansiyeli taşıyor.
LAHİTLERİN TARİHSEL ÖNEMİ
Lahitler, tarihte farklı medeniyetlerin ölü gömme geleneğini yansıtan önemli mezar yapılarıdır. Genellikle taş, pişmiş toprak, kurşun veya ahşaptan yapılan lahitlerin içi, ölünün yerleştirilmesi için özel olarak hazırlanır ve çoğunlukla üzeri kapak taşıyla kapatılır. Üzerlerinde dönemin inanç sistemine ait kabartmalar, semboller veya yazıtlar bulunabilir. Bu nedenle lahitler, bulundukları bölgenin geçmişine ışık tutan önemli arkeolojik kalıntılar arasında yer alır.
Bolu’da su oluğu olarak kullanılan lahitin de benzer bir tarihi değere sahip olduğu düşünülüyor. Müze ekiplerinin incelemesinin ardından yapının hangi döneme ait olduğu ve nasıl korunacağı netleşecek.




