DEMİRTAŞ’TAN BARIŞ VE DEMOKRATİK TOPLUM VURGUSU
DEM Parti’nin İstanbul’da gerçekleştirdiği “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı”nın ikinci gününde, Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın gönderdiği mesaj okundu. Demirtaş, mesajında hem Türkiye’nin hem de bölgenin içinde bulunduğu kriz ortamına dikkat çekerek barışın artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunun altını çizdi.
Demirtaş’a göre barış, yalnızca silahların susmasıyla sınırlı bir hedef değil; adaletin, eşitliğin, özgürlüğün ve onurlu yaşamın birlikte inşa edildiği bir toplumsal düzen gerektiriyor. Özellikle farklı kimlikler, inançlar ve kültürler arasında güvene dayalı bir yaşam alanı oluşturulmasının hayati olduğunu belirtti.
DEMOKRATİK TOPLUMUN TEMELİ EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK
Mesajında demokratik toplum anlayışını detaylandıran Demirtaş, tek bir kimliğin veya tek bir inancın baskın olduğu bir düzenin gerçek bir demokrasi yaratamayacağını ifade etti. Ona göre demokratik toplum, farklılıkların özgürce var olabildiği, herkesin kendini eşit yurttaş olarak hissedebildiği ortak bir yaşam sözleşmesine dayanıyor.
Bu çerçevede korkuların, baskıların ve kutuplaştırıcı dilin yerine demokratik katılım, ortak akıl ve toplumsal müzakerenin öne çıkması gerektiğini belirtti. Demokrasi mücadelesinin sadece siyasi değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluk olduğunu vurguladı.
DEMiRTAŞ’TAN ÖCALAN İÇİN DİYALOG ÇAĞRISI
Demirtaş’ın mesajındaki en dikkat çekici noktalardan biri, Abdullah Öcalan’ın doğrudan toplumla konuşabilmesi için imkan yaratılması gerektiği yönündeki değerlendirmesi oldu. Demirtaş, yıllardır devam eden önyargıların ve politik sınırların bir kenara bırakılması halinde Türkiye’deki kaygıların büyük kısmının giderilebileceğini savundu.
Ona göre Öcalan’ın topluma doğrudan hitap edebilmesi, hem gereksiz spekülasyonların ortadan kalkmasına hem de toplumsal tartışmaların daha şeffaf ilerlemesine katkı sunabilir. Bu yaklaşımın demokratik çözüm arayışının önemli bir parçası olduğunu dile getirdi.
SAVAŞ DÖNGÜSÜNE KARŞI MÜZAKERE VE KARDEŞLİK
Ortadoğu'nun uzun yıllardır savaş, çatışma ve parçalanmışlıkla anıldığını hatırlatan Demirtaş, silahlardan ve baskıdan beslenen düzenlerin artık sürdürülebilir olmadığını belirtti. Bunun karşısına sözün, iradenin, müzakerenin ve halkların kardeşliğinin konması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin geleceğinde ayrımcılığın değil; hukuk, demokrasi ve toplumsal barışın belirleyici olması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, geçmiş acılarla yüzleşmenin ancak ortak geleceği inşa etme iradesiyle anlam kazanacağını ifade etti.
“BARIŞ MÜMKÜNDÜR, DEMOKRASİ MÜMKÜNDÜR”
Mesajının sonunda umut vadeden bir tonla konuşan Demirtaş, barışın ve demokrasinin tüm toplum için mümkün olduğunu dile getirdi. Bu sürecin bir bölünme değil, tam tersine parçalanmış halkların onurlu bir birlik içinde yeniden buluşma fırsatı olduğunu belirtti.
Konferansa katkı sunan herkese teşekkür eden Demirtaş, birlikte mücadele edildiğinde eşit ve özgür bir yaşamın erişilebilir olacağını vurguladı.
