HaberTS- Haber Servisi- Türkiye büyük hatta çok büyük bir ülke; ülkemiz bu kadar büyüyünce ülke içinde iktidar tarafı ve muhalefet tarafı gibi iki farklı kısım ortaya çıktı. İktidar tarafı yapılan her işi överken muhalefet de iyi kötü demeden karalama politikası uyguluyor. Bunun ikisi de yanlış olan uygulamalardır. Türkiye’de ne zaman doğruya doğru eğriye eğri denilirse o zaman bir şeyleri düzeltmeyi başarabiliriz. Bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye içinde en çok tartışılan konu ekonomi oluyor; bir taraf ekonomimiz muhteşem derken diğer taraf kriz var diye isyan ediyor. Halk ise hangi tarafa inanacağını şaşırmış bir şekilde ortada duruyor. Peki, Türkiye ekonomisi nasıl; iktidar tarafının övdüğü kadar muhteşem mi yoksa muhalefet tarafının dediği gibi ülke içinde bir kriz mi var? İşte detaylar

Muhalefetin dediği kriz yok

Öncelikle muhalefet tarafından başlayalım, muhalefet gazeteleri ve ya siyasetçileri ülkemiz de bir kriz olduğunu söylüyor. Türkiye ekonomisi şu an kriz yaşamıyor, bu konuda onlara katılmıyoruz ama ekonomimiz öyle uçan bir ekonomiden de oluşmuyor. Muhalefet olmak eleştirmek demektir; bu çok doğru ama olumlu şeylere de güzel demek bir eleştiri biçimidir. Yani anlatmak istediğimiz eleştiri sadece olumsuz olmaz. Ülke içinde olumlu şeyleri de konuşmak asıl muhalefet demektir. Biz bu şekilde olduğumuz zaman ülkemiz daha iyi yerlere gelecektir.

Ülke ekonomisi şahlanmıyor

Bu da iktidar kanadının iddiasıdır; onlara göre de Türkiye ekonomisi şahlanıyor ama maalesef diyelim ülkemiz de böyle bir durum da söz konusu değildir. Türkiye ekonomisi belki bir ilerleme sağlıyor ama bu çok yavaş bir şekilde oluyor. Özellikle dünyanın geçtiği süreçte dünyanın hiçbir ülkesinde parlama olmuyor; ABD gibi büyük ve kendini toparlamış bir devlet bile bugün yüzde 30 daralma yaşıyorsa, biz de sıkıntılarımızı söyleyebiliriz. Ülke ekonomisi şu an zor bir süreçten geçiyor; esnaf zor günleri atlatmak için halkı kan ağlatmaya çalışıyor. Bu da dengesizliği iyice arttırıyor. Ülke de döviz ve borsanın geldiği yer ortada, altın her gün yeni bir artış yapıyor ve şu an tarihin gördüğü en yüksek seviye de bekliyor. Bunları da söyleyebildiğimiz zaman daha güzel ülke yolunda olmaya aday oluruz. Bu kadar eleştiri ve övgünün yanında ülke ekonomisi nasıl daha iyi yerlere gelir hakkında çıt kelime konuşulmuyor. Bizlerin ekonomik düzelmeye dair bir fikri var.

Yarı devletçilik şart oldu

Ülkemiz kurulduğunda halkın durumu çok zayıf bir haldeydi; atam ulu önderim Atatürk çok zeki ve bir o kadar akıllı bir adamdı. Ülkenin halkın elinde toparlanamayacağını bildiği için öncelikli ekonomi politikasını devletçilik olarak belirledi. Devletçilik politikasında halk değil devlet yatırımları yapar; halk da bu yatırımlara son gücüyle destek olur. Bir ülke ancak bu şekilde toparlanabilirdi, onu da yapmış oldular. Şimdi halkın elinde yatırım gücü düştü, evet ülkenin belirli zenginleri var ve bunlar yatırım yapıyor ama bu çok büyük bir dengesizliği de yanında getiriyor. Zenginle fakir arasında uçurum gittikçe açılıyor. Bu yüzden şu an uygulanan serbest piyasa ekonomisi artık değişim istiyor. Türkiye’de tam devletçilik ve tam liberal ekonomi artık verim vermiyor. Halkın güçlü bir şekilde destek verdiği yarı devletçilik politikasına acil geçiş yapılmalıdır. Ancak bu şekilde ülke ekonomisi hızlı bir şekilde toparlanabilir. Devletin güzü işverenlerin hepsinden daha fazla bir güçtür. Bunu en iyi şekilde kullanabilirsek ki devletimiz de o yetki ve yetenek var ancak o zaman ekonomi de düzgün bir yükselişe başlarız.