Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ Tutuklandı
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, siyasal iletişimci Necati Özkan ve gazeteci Merdan Yanardağ, yürütülen siyasal casusluk soruşturması kapsamında tutuklandı. Soruşturmanın, daha önce başlatılan bir yolsuzluk dosyasıyla bağlantılı olduğu belirtildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen süreçte üç isim de ifadelerinin ardından mahkeme kararıyla cezaevine gönderildi.,
Yolsuzluk Soruşturmasından Casusluk İddiasına
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, geçtiğimiz aylarda belediye projelerinde usulsüzlük ve mali yolsuzluk iddialarına ilişkin kapsamlı bir soruşturma başlatmıştı. Bu süreçte, belediye yönetiminde görev alan bazı isimlerin devlet sırlarını yabancı kişi ve kuruluşlara aktardığı yönünde iddialar da dosyaya eklendi. Savcılığın talimatı üzerine yapılan teknik ve fiziki takipler sonucunda, Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ siyasal casusluk suçlamasıyla gözaltına alındı.
Soruşturma sürecinde elde edilen dijital materyaller, banka kayıtları ve tanık ifadeleri incelendikten sonra üç isim hakkında tutuklama kararı verildi.
Sorgular Sonrası Tutuklama Kararı
İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ’ın sorguları İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’nde tamamlandı. Hakimlik, mevcut delil durumu ve suçun niteliğini dikkate alarak siyasal casusluk suçlamasıyla tutuklama kararı verdi.
Kararın ardından Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı tarafından İBB Başkanlığı görevinden geçici olarak uzaklaştırıldı. Aynı soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Melih Geçek ve Hüseyin Gün’ün ifadeleri de dosyaya dahil edildi.
Hüseyin Gün’ün İfadesi Soruşturmayı Derinleştirdi
Soruşturma sürecinde etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen Hüseyin Gün, emniyet ve savcılıkta kapsamlı bir ifade verdi. Gün’ün ifadelerinde Ekrem İmamoğlu’nun örgüt elebaşı olarak nitelendirildiği, bazı belediye projeleri üzerinden gizli bilgi aktarımı yapıldığı iddia edildi.
Ayrıca Gün ve Melih Geçek’in casusluk soruşturması kapsamında başka suçlardan da tutuklu bulundukları ve bulundukları cezaevlerine geri gönderildikleri öğrenildi. Savcılık, bu ifadelerin ardından yeni delil dosyaları oluşturdu ve İmamoğlu ile birlikte adı geçen diğer kişilerin mal varlıkları üzerinde inceleme başlattı.
İçişleri Bakanlığı Görevden Uzaklaştırma Kararı
Tutuklama kararının ardından İçişleri Bakanlığı, Ekrem İmamoğlu’nun İBB Başkanlığı görevini yürütmesinin soruşturmanın selameti açısından uygun olmadığını belirterek görevden uzaklaştırıldığını açıkladı. Bakanlık açıklamasında, devletin gizli bilgilerini dış unsurlarla paylaşmak suçlamasının ciddi bir güvenlik riski oluşturduğu ve yargı sürecinin titizlikle sürdürüleceği vurgulandı.
Kamuoyunda Geniş Yankı Uyandırdı
Üç ismin tutuklanması, Türkiye kamuoyunda ve siyaset sahnesinde geniş yankı uyandırdı. Muhalefet partileri kararı demokrasiye ve yerel yönetime darbe olarak nitelendirirken, iktidar cephesi soruşturmanın tamamen hukuki çerçevede yürütüldüğünü savundu.
Sosyal medyada #İmamoğluTutuklandı etiketi kısa sürede gündem oldu. Kamuoyunun bir kısmı yargı sürecinin şeffaf ilerlemesini talep ederken, diğer bir kesim ise kararın siyasi bir hamle olduğunu öne sürdü.
İmamoğlu Cephesinden İlk Tepki
Ekrem İmamoğlu’nun avukatları, mahkemenin kararına itiraz edeceklerini açıkladı. Avukatlar, “Müvekkilimiz hakkında delil olmadan verilen bu karar hukuk dışıdır. Siyasi bir operasyonla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu’nun yakın çevresi ise tutuklamanın ardından yaptığı kısa açıklamada, bunun bir teslimiyet değil demokrasi mücadelesi olduğunu belirtti.
Hukuki Süreç Nasıl İlerleyecek
Hukuk uzmanlarına göre siyasal casusluk suçlaması, Türk Ceza Kanunu’nun en ağır suç tiplerinden biri. Bu suçtan yargılanan kişilere 15 yıldan ağırlaştırılmış müebbete kadar hapis cezası verilebiliyor.
Yargı süreci devam ederken savcılığın yeni iddianame hazırlığı yaptığı ve ek delil dosyalarının incelendiği öğrenildi. Davanın ilerleyen günlerde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanması bekleniyor.
Siyasi Etkileri Tartışılıyor
Uzmanlara göre Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması yalnızca hukuki değil, aynı zamanda siyasi dengeleri de etkileyecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Yerel yönetimlerin merkezi idareyle ilişkisi, yargı bağımsızlığı ve seçim süreçleri açısından bu kararın uzun vadeli sonuçlar doğurabileceği ifade ediliyor.
Türkiye’nin yakın siyasi geleceğini şekillendirebilecek nitelikte görülen bu gelişme, önümüzdeki günlerde hem yargı hem de kamuoyu gündeminde ilk sırada yer almayı sürdürecek.
