KÖYLÜLERİN DİKKATİNİ ÇEKEN GİZEMLİ NOKTA
1984 yılında Ardahan’ın bugünkü Göle ilçesinde topçu asteğmeni olarak görev yapan Ömer Asteğmen’in anlattıkları, bölge halkının hafızasında derin izler bırakan bir olayı yeniden gündeme getirdi. Göle’nin Karıncadüzü adıyla bilinen bölgesinde hayvanlarını otlatan köylüler, sürünün her seferinde belirli bir noktaya geldiklerinde ikiye ayrıldığını ve hiçbir hayvanın o alana basmadığını fark etti. Bu durumun sıradan bir davranış olmadığını düşünen köylüler, gözlemlerini bir dilekçe ile alay komutanlığına iletti.
Köylüler, büyüklerinden duydukları üzere, hayvanların bu tür davranışlarının genellikle şehit mezarlarının bulunduğu alanlarda görüldüğünü de dilekçede belirtti. Bunun üzerine komutanlık bölgede inceleme yapılmasına karar verdi.
KAZI EMRİ VERİLDİ VE TARİHİ BİR BULGUYA ULAŞILDI
Şüpheli bölge işaretlendikten sonra askeri ekip tarafından kazı başlatıldı. Yapılan çalışmalarda, yaklaşık 90 yıl önce şehit düştüğü anlaşılan bir Osmanlı yüzbaşının naaşına ulaşıldı. Kazıda ortaya çıkan manzara, hem askerleri hem köylüleri derinden etkiledi.
Ömer Asteğmen, şehidin naaşının neredeyse hiç çürümemiş halde bulunduğunu, üniformasının, rütbelerinin ve hatta silahının hâlâ üzerinde olduğunu ifade etti. Daha da dikkat çekici olan, yüzbaşının elindeki silahın zamanla bedeniyle bütünleşmiş halde bulunmasıydı. Uzman ekipler tarafından yapılan incelemelerde, silahın çıkarılmasının oldukça zor olduğu tespit edildi.
ŞEHİDİN KORUNMUŞ NAŞI BÖLGEDE SAYGI UYANDIRDI
Şehidin bu denli korunmuş halde bulunması, bölgede uzun süre konuşulan bir olay haline geldi. Askerler ve yöre halkı, naaşın bozulmadan kalmasını “toprağın şehidine sahip çıkması” şeklinde yorumladı. Asteğmen, o an yaşadığı duyguyu, “Bir şehit cenazesini koyunlar haber verdi” sözleriyle özetledi.
Bu olağanüstü bulgu, köylülerin sezgilerine ve hayvanların davranışlarına verdikleri değerin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi. Bölgede yıllardır anlatılan bu olay, hayvanların kimi zaman doğanın sessiz işaretçileri olabileceğini de kanıtladı.
BÖLGEYE ANIT MEZAR YAPILDI
Bulunan yüzbaşı için Karıncadüzü mevkiinde özel bir anıt mezar yapıldı. Şehidin kimliği dönemin kayıtlarıyla eşleştirilmeye çalışıldı ve naaş, bulunduğu noktaya uygun bir askeri törenle defnedildi. Anıt mezar, hem bölge halkı hem de o yöreden geçen ziyaretçiler için bir saygı noktası hâline geldi.
Ardahan ve Göle çevresinde yıllardır anlatılan bu olay, geçmişte yaşanan çatışmaların izlerini ve o dönemlerin fedakâr askerlerini hatırlatan sembolik bir anı taşıyor. Bugün bile yöre halkı, Karıncadüzü denildiğinde ilk akla gelen şeyin bu yüzbaşı olduğunu söylüyor.
HAYVAN DAVRANIŞLARININ TARİHİ BİR BULGUYA DÖNÜŞMESİ
Olayın en dikkat çekici yönlerinden biri, tamamen hayvan davranışlarından yola çıkılarak yapılan bir keşifle sonuçlanması oldu. Köylülerin yıllardır nesilden nesile aktardığı, “Hayvanlar şehidin olduğu toprağa basmaz” inancı, 1984 yılındaki bu olayla adeta somutlaştı.
Köylülerin gözlemleri olmasaydı, yüzbaşının naaşı büyük ihtimalle toprağın altında kaybolup gidecekti. Ancak sürülerin sergilediği olağan dışı davranış, hem halkın geleneğe olan bağlılığını hem de doğanın gizemli işaretlerini ortaya koydu.
BÖLGE HALKINDA UNUTULMAYAN BİR ANI
Aradan yıllar geçmesine rağmen Karıncadüzü’nde yaşanan bu olay, hem Göle ilçesinde hem Ardahan genelinde unutulmayan bir hikâye olarak anlatılıyor. Ömer Asteğmen’in tanıklığı, olayın askeri yönünü de belgeleyen önemli bir anlatım özelliği taşıyor. Asteğmenin ifadeleri, hem askerî personelin hem de köylülerin o gün yaşadığı şaşkınlığın ve duygusal etkinin güçlü bir yansıması olarak kabul ediliyor.
Bugün bölgeye yolu düşenler, anıt mezarı ziyaret ederek hem şehidin hatırasını yaşatıyor hem de doğanın zaman zaman insanlara nasıl sessiz mesajlar verebildiğini hatırlıyor.