Göz altı ışık dolgusu, göz çevresindeki çöküklük, matlık ve gölgelenme görünümünü yumuşatmayı amaçlayan bir dolgu uygulamasıdır. Bu işlemde kullanılan özel yapılı dolgular, cilt altına hacim desteği sağlayarak daha aydınlık bir görünüm oluşmasına yardımcı olur. Göz çevresinin yapısal farklılıkları nedeniyle işlem kişiye göre planlanır ve genellikle yüzün genel ifadesini daha dinlenmiş göstermeyi hedefler.
Göz altı bölgesi yapısal olarak hassas olduğu için işlem öncesinde kişinin cilt tipi, göz altı çukuru derinliği ve morluk düzeyi değerlendirilir. Böylelikle dolgunun dokuyla uyumu ve uygulama miktarı daha doğru belirlenebilir. Göz altı ışık dolgusu, cerrahi olmayan bir yöntem olduğu için özellikle daha hızlı toparlanma isteyen kişiler tarafından sıkça tercih edilir.
Göz Altı Işık Dolgusu Hangi Sorunlara Yönelik Uygulanır?
Göz altı bölgesinde doğuştan gelen çöküklük, yaşla oluşan hacim kaybı ya da kemik yapısının geride olması gibi durumlarda ışık dolgusu uygulanabilir. Bu tür yapısal farklar göz altında gölgelenme ve daha yorgun bir ifade oluşturabilir. Dolgu uygulaması, bu boşlukları destekleyerek daha dengeli bir görünüm sağlamayı amaçlar.
Ayrıca bazı kişilerde göz altı bölgesinde renk eşitsizliği, mat bir görünüm veya gölgeli duruş belirgindir. Bu durum tek başına bir dolgu ile tamamen ortadan kalkmayabilir ancak bölgedeki hacim kaybının giderilmesi, ışığın daha homojen dağılmasına destek olarak bu görünümün daha yumuşak hale gelmesine katkı sağlayabilir. Dolayısıyla işlem çoğunlukla estetik rahatsızlık oluşturan gölgelenmeyi azaltmaya yönelik bir yaklaşım olarak düşünülür.
Göz Altı Işık Dolgusu Morluk Görünümünü Azaltır mı?

Göz altı morluklarının nedenleri kişiden kişiye değiştiği için dolgunun etkisi bu nedenlere bağlı olarak farklılık gösterebilir. Eğer morluk yapısal bir çöküklük nedeniyle oluşuyorsa, hacim desteği sağlandığında gölgelenme azalabilir ve daha aydınlık bir görünüm elde edilebilir. Bu durumda dolgu, morluğu doğrudan gidermese bile dolaylı olarak görünümünün hafiflemesine katkı sağlayabilir.
Ancak morluk pigment kaynaklıysa, yani cilt yapısından veya damar görünümünden kaynaklanıyorsa sadece dolgu yeterli olmayabilir. Bu tür durumlarda dolgu, destekleyici bir yöntem olarak etkili olabilir fakat sonuçların kişisel farklılıklara göre değişeceği bilinmelidir. Bu nedenle morluğun nedeni belirlenmeden tek başına işlem sonucuna dair kesin beklentiler oluşturmak doğru olmayacaktır.
Göz Altı Işık Dolgusu Ne Kadar Kalıcıdır?
Göz altı ışık dolgusu, kullanılan dolgu yapısına ve kişinin cilt metabolizmasına bağlı olarak farklı sürelerde etkisini korur. Genellikle bu sürecin kişiye göre değiştiği bilinir. Cilt elastikiyeti, dolgunun yoğunluğu ve göz altı bölgesinin hareketliliği gibi faktörler kalıcılık üzerinde önemli rol oynar. Bu nedenle bazı kişilerde etki daha uzun sürerken, bazı kişilerde daha kısa sürede erime görülebilir.
Dolgunun tam olarak oturması birkaç hafta sürebilir. Kalıcılık süresini korumak için işlem sonrası bakımın doğru yapılması önemlidir. Bu süreçte kişinin yaşam tarzı, uyku düzeni, hidrasyon ve güneşten korunma gibi unsurlar da etkiyi dolaylı olarak etkileyebilir.
Göz Altı Işık Dolgusu Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?
İşlem sonrasında bölgenin hassasiyet göstermesi normaldir ve ilk birkaç gün aşırı masaj, sıcak ortamlar veya yoğun egzersizden kaçınılması önerilir. Göz altı bölgesinin yapısal hassasiyeti nedeniyle şişlik veya hafif ödem görülebilir; bunlar genellikle kısa süre içinde azalır. Bakım süreci kişiye göre değişiklik gösterebilir ancak temel amaç, uygulanan dolgunun dokuyla uyum sürecini desteklemektir.
Regina Med Clinic gibi merkezlerde yapılan bilgilendirme görüşmelerinde danışanlara işlem sonrası dikkat edilmesi gereken noktalar detaylı şekilde aktarılır ve süreç kişiye özel olarak değerlendirilir.




