ABD’de göçmenlere yönelik sert güvenlik politikalarıyla gündeme gelen “timsahlarla çevrili tesis” yaklaşımı, bu kez İsrail’de cezaevi planı olarak tartışılmaya başlandı. İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, Filistinli esirler için timsahlarla çevrili bir cezaevi tesisi kurulmasını önermesi uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Söz konusu öneri, hem güvenlik hem de insan hakları boyutuyla yoğun eleştirilerin odağına yerleşti.
SIRA DIŞI ÖNERİ İNCELEMEYE ALINDI
İsrail basınında yer alan bilgilere göre, Ben-Gvir’in sunduğu öneri yetkililer tarafından teknik ve idari açıdan değerlendirmeye alındı. İsrail Cezaevi Servisi’nin, planın uygulanabilirliğini incelemeye başladığı ifade ediliyor. Plana göre “güvenlik mahkumu” olarak tanımlanan Filistinli tutukluların, kaçışı tamamen imkânsız hale getirmek amacıyla timsahlarla çevrili bir alanda tutulması öngörülüyor.
Bu yaklaşım, ceza infaz sistemlerinde bugüne kadar görülmemiş yöntemler arasında yer alırken, güvenlik gerekçesiyle sunulan planın etik boyutu tartışma konusu oldu.
TRUMP’IN GÖÇMEN POLİTİKASIYLA BENZERLİK
Öneri, ABD’de eski başkan Donald Trump döneminde gündeme gelen göçmen politikalarını akıllara getirdi. Trump, Florida’daki Everglades bölgesinde düzensiz göçmenlerin tutulacağı ve doğal vahşi yaşamla çevrili tesislerin caydırıcı olacağını savunmuştu. Bu yaklaşım, o dönemde de “insanlık dışı” olarak nitelendirilmiş ve sert eleştiriler almıştı.
Benzer bir mantığın bu kez İsrail’de cezaevi planı olarak gündeme gelmesi, iki ülke arasında güvenlik anlayışları bakımından dikkat çekici bir paralellik oluşturdu.
TESİS İÇİN SEÇİLEN BÖLGE DİKKAT ÇEKİYOR
Haberlere göre, timsahlı cezaevi için düşünülen yer İsrail’in kuzeyinde, Hamat Gader bölgesine yakın bir alan. Söz konusu bölge, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Ürdün sınırına yakın konumda bulunuyor. Bölgede halihazırda bir timsah çiftliği ve hayvanat bahçesinin yer alması, planın bu noktaya yöneltilmesinde etkili oldu.
Seçilen konum, coğrafi izolasyon ve doğal engeller nedeniyle güvenlik açısından “avantajlı” olarak sunulsa da, uluslararası hukuk açısından ciddi soru işaretleri barındırıyor.
BEN-GVİR’İN SERT POLİTİKALARI GÜNDEMDE
Itamar Ben-Gvir, daha önce de Filistinli tutuklulara yönelik sert söylem ve önerileriyle dikkat çekmişti. Bakan, geçmişte Filistinli esirler için idam cezası getirilmesini savunmuş, bu yöndeki yasa tasarısı İsrail Meclisi’nde ilk oylamadan geçmişti. Tasarının ilerleyen aşamalarda yeniden gündeme gelmesi bekleniyor.
Bu çıkışlar, Ben-Gvir’in güvenlik politikalarında sertliği önceleyen yaklaşımının bir devamı olarak değerlendiriliyor.
İSRAİL CEZAEVLERİNDEKİ TABLO
Filistinli esirlerle ilgilenen kurumların paylaştığı verilere göre, İsrail hapishanelerinde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 9 bin 300’den fazla Filistinli tutuluyor. Son yıllarda cezaevlerindeki koşullar ve uygulamalar, uluslararası insan hakları örgütlerinin de sıkça eleştirdiği başlıklar arasında yer alıyor.
Ayrıca, Ben-Gvir’in göreve gelmesinden bu yana İsrail cezaevlerinde çok sayıda Filistinli tutuklunun hayatını kaybettiği yönündeki iddialar, cezaevi koşullarının yeniden tartışılmasına neden oldu.
İNSAN HAKLARI TARTIŞMASI BÜYÜYOR
Timsahlarla çevrili cezaevi önerisi, güvenlik gerekçesiyle savunulsa da insan hakları çevrelerinde büyük tepki topluyor. Uzmanlar, bu tür bir uygulamanın tutukluların insan onurunu zedeleyeceğini ve uluslararası hukuk normlarına aykırı olabileceğini vurguluyor.
Önerinin hayata geçirilip geçirilmeyeceği belirsizliğini korurken, İsrail’de ve uluslararası arenada bu planın uzun süre tartışılacağı görülüyor. Filistinli esirlere yönelik yaklaşımın daha da sertleşmesi, bölgedeki gerilimi artırabilecek unsurlar arasında değerlendiriliyor.




