Yetkililerin “63 kilogram yağış” açıklamasına karşılık, geçmiş yıllardaki veriler bu miktarın Trabzon için alışılmadık bir durum olmadığını ortaya koydu.
Geçmişte Daha Fazlası Yağdı, Ama Felaket Olmadı
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, 10 Temmuz 1992 tarihinde Trabzon’da metrekareye 115,1 kilogram yağış düşmesine rağmen bugünkü kadar büyük bir felaket yaşanmadı. Haziran ayı ortalaması 52 kilogram iken, eylül ayında bu rakam 113,6 kilograma kadar çıkabiliyor. Bu veriler, tek başına yağış miktarının selin nedeni olmadığını gösteriyor.
Örneğin 1990 yılında yaşanan büyük sel felaketinde, Trabzon merkez, Maçka, Vakfıkebir, Tonya ve Akçaabat ciddi şekilde etkilenmiş, 21 kişi hayatını kaybetmişti. Bu durum, altyapı, şehirleşme ve müdahale sistemlerinin en az yağış kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Sorun Miktarda Değil, Sürede
Uzmanlara göre 63 kilogramlık yağışın bu denli yıkıcı olmasının temel nedeni kısa sürede düşmesiydi. 115 kilogramlık bir yağışın 12-24 saate yayılması toprağın suyu emmesini sağlarken, bu seferki yağış 2-3 saatlik kısa bir sürede gerçekleşti. Bu da hem toprak hem de dere yataklarının suyu taşıyamamasına neden oldu ve ani sele yol açtı.
Yardım Çağrılarına Geç Yanıt Gidildi
Yaşanan felaket sırasında birçok vatandaşın en büyük şikayeti, yardım çağrılarına zamanında yanıt verilmemesiydi. Sel anında hem altyapı hem de ekipman yetersizliği vatandaşları zor durumda bıraktı. Kendi imkanlarıyla mücadele eden esnaf ve vatandaşlar, dükkanlarını ellerindeki kovalarla boşaltmaya çalıştı.
Trabzon’da yağış miktarına dair bu tartışmalar, kentin afet yönetimi, altyapı planlaması ve acil müdahale kapasitesi gibi kritik başlıklarını yeniden gündeme taşıdı. Uzmanlar, sadece yağışa değil, müdahale sistemlerinin etkinliğine ve şehir planlamasındaki eksiklere odaklanılması gerektiğini vurguluyor.





