Bankalardaki döviz mevduatlarında dört yıl aradan sonra yön yeniden yukarı döndü. Kur korumalı mevduat (KKM) uygulaması ve yüksek faiz politikalarının etkisiyle 2021 sonrası dönemde gerileyen yabancı para mevduat hacmi, 2025 yılı itibarıyla yeniden artış gösterdi. Yurt içi yerleşiklerin döviz hesaplarına yönelimi, yıl genelinde dikkat çekici bir ivme kazandı.

2025 yılında yaşanan bu artış, hem nominal rakamlar hem de parite etkisinden arındırılmış veriler açısından 2021 sonrasındaki ilk yükseliş olarak kayda geçti. Uzun süredir TL mevduat ve KKM ürünlerine yönelen tasarruf sahiplerinin yeniden dövize dönmesi, finans piyasalarında yakından izlenen gelişmeler arasında yer aldı.

YABANCI PARA MEVDUAT HACMİNDE DİKKAT ÇEKEN ARTIŞ

Verilere göre, 1 Ocak–12 Aralık 2025 döneminde bankalardaki yabancı para mevduat hacmi 51,2 milyar dolar arttı. Bu artış, son dört yılın en yüksek yıllık yükselişlerinden biri olarak öne çıktı. Parite etkisinden arındırıldığında ise döviz mevduatlarındaki net artış 18,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Bu tablo, 2025’in döviz mevduatları açısından bir dönüm noktası olduğunu ortaya koydu. Böylece yabancı para mevduatları, 2021 yılından sonra ilk kez yıllık bazda artış eğilimine girmiş oldu.

GEÇMİŞ YILLARLA KARŞILAŞTIRMA

Önceki yıllara bakıldığında, bankalardaki yabancı para mevduatlarında dalgalı bir seyir dikkat çekiyor. 2019 ve 2020 yıllarında güçlü artışlar yaşanırken, 2021’de sınırlı bir yükseliş görülmüştü. Ancak 2022’den itibaren KKM uygulaması ve düzenlemelerin etkisiyle döviz mevduatlarında belirgin düşüşler kaydedilmişti.

2022, 2023 ve 2024 yıllarında yüksek faiz ortamı ve KKM’nin cazibesi, tasarruf sahiplerinin dövizden uzaklaşmasına neden oldu. Bu dönemde yabancı para mevduatları hem nominal olarak hem de altın ve parite etkilerinden arındırılmış şekilde gerileme göstermişti. 2025’te yaşanan artış ise bu trendin tersine döndüğünü ortaya koydu.

Faiz İndirimi Sonrası Kredi Faizleri Sert Düştü
Faiz İndirimi Sonrası Kredi Faizleri Sert Düştü
İçeriği Görüntüle

KKM’NİN KADEMELİ SONA ERMESİ BELİRLEYİCİ OLDU

2025 yılında döviz mevduatlarındaki yeniden yükselişte birden fazla faktör etkili oldu. Bunların başında KKM uygulamasının kademeli şekilde sonlandırılması geldi. KKM’den çıkan yatırımcıların önemli bir kısmının yeniden döviz mevduatlarına yöneldiği gözlendi.

Buna ek olarak faiz indirimleri, TL mevduatların getiri beklentisini sınırlarken, alternatif yatırım araçlarına olan ilgiyi artırdı. Özellikle borsada beklenen getirilerin sağlanamaması, tasarruf sahiplerinin daha güvenli limanlara yönelmesinde etkili oldu.

JEOPOLİTİK RİSKLER VE PİYASA DAVRANIŞI

Siyasi ve jeopolitik risklerdeki artış da döviz mevduatlarına yönelimi destekleyen unsurlar arasında yer aldı. Küresel ve bölgesel belirsizliklerin arttığı dönemlerde, yatırımcıların dövizi bir korunma aracı olarak tercih etmesi dikkat çekti.

Bu süreçte altın fiyatlarında yaşanan tarihi yükseliş de yabancı para mevduatlarını nominal olarak yukarı taşıyan faktörlerden biri oldu. Döviz ve altın birlikte değerlendirildiğinde, tasarruf sahiplerinin risk algısına bağlı olarak portföy tercihlerinde değişim yaşandığı görüldü.

FİNANSAL GÖSTERGELERDE 2025 TABLOSU

Yıl başından bu yana piyasalardaki performanslar da döviz mevduatlarını etkileyen önemli göstergeler sundu. Dolar kuru yüzde 21, euro kuru yüzde 37 oranında yükselirken, gram altındaki artış yüzde 100’e ulaştı. Buna karşılık Borsa İstanbul BIST 100 endeksi yüzde 14 yükseldi.

Dolar kuru ve borsa getirileri resmi enflasyonun altında kalırken, euro ve altındaki yükseliş enflasyonun üzerinde gerçekleşti. Bu durum, yatırımcıların döviz ve altına yönelmesini daha cazip hale getirdi.

TCMB VERİLERİ PİYASAYA IŞIK TUTTU

2025 yılına ilişkin döviz mevduatı verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından açıklanan istatistiklerle netleşti. Açıklanan rakamlar, yabancı para mevduatlarında uzun süren düşüş döneminin ardından yeni bir denge arayışına girildiğini gösterdi.

Uzmanlar, önümüzdeki dönemde faiz politikaları, enflasyon görünümü ve küresel gelişmelerin döviz mevduatlarının seyrinde belirleyici olmaya devam edeceğini değerlendiriyor. 2025’te başlayan bu yükseliş eğiliminin kalıcı olup olmayacağı ise ekonomi politikalarının yönüne bağlı olarak şekillenecek.