Jebrin’i Gördünüz Mü?
Belli ki aklı hala Avrupa’da kaldı fırtınanın ki güneyin sıcak ikliminde bulutların nemine teslim oluverdi hemencecik!
Tıpkı Macaristan’da,  Videoton   karşısında  teslim olduğu gibi…
Hoş, fırtına zaten daha ilk maçta,  kendi evinde kaderine teslim oluvermişti.
İşte bu psikolojik tesirlerin etkileşimleriyle gelmişti Gaziantep’e Trabzonspor.
 
Rakip ilk siftah puanını alma derdinde, Trabzonspor ise Avrupa’da yaşadığı düş kırıklığını onarma derdindeydi.
Şenol Güneş yine cezalı, Colman ve Vitek yok, Giray sakat, Alanzinho yedek…
Belli ki Hikmet Karaman gözünü yaralı Trabzonspor için karartmış!
Güçlü bir kadro yapısı  ile lige tutunmak ve geçen sezonun  o talihsiz başlangıcını tekrarlamamak isteyen Gaziantep spor’ un;  mutlak ve mutlak lige yapışmak için çıkış maçıydı bu maçın asıl özü.
Bunu herkes gördü de bir tek Trabzonspor teknik heyeti umumiye-si,    göremedi ya,  hayret!
 
Ya da Şenol Güneş gördü yardımcılarına hissettiremedi.
 
Her neyse olan oldu. Trabzonspor zor günler geçirmekte, bu alenen belli!
En azından dün akşam, UEFA Avrupa Ligine devam ya da devam etmeme gibi sanal bir ‘’ mevcut durum ‘’ haline göre transfer politikası izleyen yönetiminde düşünce iflasının belki de ligin selahiyeti açısından, Avrupa’da yaşanan o talihsiz tahribatında bir onarım şekli olacaktı bu maç!
 
Fakat olmadı, olamadı. Sanki fırtına oldu artık fırtına sessiz bir fırtına!
 
Avrupa’dan dönüş maçları her zaman zor ve meşakkatlidir takım motiveleri açısından.
Hele de böyle  ucuz kaybedilen  çift ayaklı eliminasyon  müsabakaları sonrası kendi ligine uyumu daha da bir  zor olur camiaların.
İşte Hikmet Karaman bunu çok iyi analiz etmiş rakibini etüt ederken.
 
Yeni golcüsü oyuna geç mi girdi, Alanzinho neden yedek ti, Colman hala neden yok gibi bir sürü bahane üretile bilinecek bu maçtan ziyade, ben size başka bir husustan bahsetmek istiyorum.
Çünkü aklım başka yerde, başka bir konumda kaldı öylece…
 
Siz dün akşam Trabzon 1461’in, Konya Torku Şekerspor ile oynadığı maçını ı izlediniz mi?
İzlediyseniz, Torric Jebrin’ni gördünüz mü?
Eğer izlemediyseniz bu sevimli bücürü, inanınız futbol adına çok şeyi kaçırmışınız demektir.
Farazi konuşuyor olabilirim, fakat dün akşam izlediğim Jebrin’deki  hırs ve isteğin yarısını bile  şu son zamanlarda ben ağabeylerinin takımında ne yazık ki hiçbir futbolcuda göremiyorum!
 
İşte Sadri Şener ve ekibinin bu takıma transfer edeceği en büyük yıldızın adı: HIRS
Trabzonspor’a hırsını geri verin, iddia ediyorum bu takım şaha kalkar!
Yeter ki Jebrin gibi, Göksu gibi değerler dolduruşa gelinip harcanmasınlar.
 
Sevgili dostlarım deneme yanılmada bir yere kadar olur. Trabzonspor’u basamak edecek kadroların Trabzonspor’a açtıkları ağır tahribatlara artık bir son denmeli.
Gaziantepspor  müsabakası bir milat olmalı.
Sahada tekniği kadar, yüreğiyle de inisiyatif alan futbolcular ile Trabzonspor özlenen başarıya uzanabilir.
Ve bu 1461 Trabzon takımının bütün müsabakaları uzman hocalar tarafından en ince ayrıntısına kadar izlenilmelidir. Bu konuda taraftarın içi rahat ettirilmeli, oradan gelen raporlar sümen altı edilmemelidir.
Yoksa kaybeden yine Trabzonspor  olur…
 
Milli arada Şenol Güneş ve talebeleri bu takımda kaybolmaya yüz tutmuş inanç iklimlerini yeniden yeşertebilirseler, (eğer ) ki yeşertmeliler de…
O zaman Trabzonspor yeni takviyeleriyle yarışmacı kimliğini örtüştürüp, o özlenen yarışmacı kimliğine dönebilir…

Mevsimler zamanında yaşanmak içindir. Trabzonspor mevsimini beklemez, mevsimler Trabzonspor’unu    yaşar  ve yaşatır iklimler boyunca…
 
Bütün bunların oluşamaması halinde, Trabzonspor’un göz göre erimesine imkân sağlayacak,  kaoitik bir ortama doğru hızla yol alınacağı  aşikârdır.
 
Ve bu arada dikkatimi çeken nokta: Şike sürecinde sürekli karşı karşıya gelen Trabzonspor ve Fenerbahçe’nin ligde benzer sorunları yaşamasını, bu süreçten aşırı yıpranmalarına mı bağlamak (mı) gerekir  diye düşünüyorum.
Baksanıza…
Galatasaray koşuyor, Beşiktaş ayaklandı, Trabzonspor   ve Fenerbahçe ise sanki bir çobanın kaval sesiyle nehrin öte yakasına geçiyim mi, geçmeyeyim mi diye bekleşiyorlar.
 
Her şeye rağmen   ligin daha başındayız ve bu köprünün altından daha çok sular akacağı gibi, bu nehrin içinden de daha çok koyun sürüsü geçecek…
Yeter ki çoban, kavalından doğru nağmeyi  üfleyebilsin…
 
 
Hasan Akbaş
03/09/2012