Laf demokratları ve Hz. Ömer yağmacıları şike ve şikecileri kutsarken, ve dahi hırsızlık mağduru Trabzon kendi hainleriyle yüzleşirken, bu ülke futbolunun simge isimlerinden biri olan Özkan Sümer , her namuslu insanın yüreğinde yara açması gereken bir cümle kurdu; kendisine yakışan da günlük işlerden elini ayağını çekip camiaya değer katmaktır.

Ey insanlık bakın Özkan Sümer ne diyor, vicdanınızla okuyun lütfen.

”Trabzonspor, büyük bir soyguna maruz kaldı. Sevincimiz çalındı. Övüncümüz çalındı.Emeğimiz çalındı.Onurumuz, prestijimiz, kazancımız, her şeyimiz çalındı. Geleceğimiz çalındı.Bu sadece bir kupa meselesi değil. O sevinci, övüncü, onuru bize yaşatmadılar.”

Bu feryadı duymuyorsanız ne Hz. Ömer’in nezdinde zerre kıymetiniz vardır ne de sevdiklerinizin, aslında yoksunuz, sadece varmış gibi davranıyorsunuz.

AZİZ Y VE F.BAHÇE RANTI!

Aziz Yıldırım üzerinden medya dahil herkesin “ekmek” yediği muhakkak. Ekmek yemek derken Passat medyasından söz etmiyorum, onlar ufak işlere bakmazlar, daha derinden ve mutfaktan üflerler.

Kabul etmeliyiz ki Aziz Y ve F.Bahçe ismi yazılanı okutuyor, “Fenerbahçe Türkiye’dir” sloganının doğrulayan bir sosyolojik vaka olarak, her Türk gibi dedikoduya bayılan FB’liler kendileriyle ilgili ne bulsa okuyacak bir iştiha ile herkese ucuzundan rütbe dağıtıyorlar

Zorunlu askerlik uygulamasını doğru bulmayan, hadi dürüst olalım, kendi de askere olabildiğince geç gitmek için bir üniversiteye Master programı açılabilmesi ve bu sayede master kaydı yaparak askerlikten yırtmak için olmadık “yasal” yollar deneyen biri olarak, askerden kaçmak için başka yollara sapan birini eleştirmeyi de ahlaki bulmuyorum.

Ama ahlaki olmayan başka bir şey daha var;

Hem Mustafa Kemal , Vatan-Millet Sakarya esnaflığına soyunup hem de askerden kaçmak için sahte belge çukuruna düşmek.

ŞİKECİ CHP KİTLE PARTİSİ Mİ?
Lazın biri ABD’deki zencilere yönelik ırkçılığa kendince çözüm bulmuş ve otobüslerde ön sıralarda beyazların oturma faşizmine karşı uygulama aşamasında şöyle buyurmuş ya hani;

“İnsanlar arasında ayrım yapmak çok ayıp bişedur, herkes eşittur, siyah- beyaz yoktur, hepimuz yeşiluz. Lütfen açık yeşiller öne koyu yeşiller arkaya otursun”

Ben size fıkra anlattım sanıyorsunuz, oysa anlattığım CHP’nin adalet kavramıydı. CHP ve onun sempatik lideri KK, siyasi nedenlerden dolayı açık yeşillerden yana tavır koymuş, koyu yeşiller de hiçbir şey olmamış gibi bu CHP’nin temsilcilerini evinde kabul etmiş ve şehrin onurunu yaralamıştır.

Çağlayan adliyesinde oy avcılığı yapan çapsız sazanlara sözümüz şudur;

O şehrin ve o takımın zekası, sizin yemsiz oltayla avladığınız zeka değildir, bilesiniz.

Başlıktaki soruya gelirsek,

Evet CHP kitle partisidir, ama kitle açık yeşil olacak!

Bir cümle de “Tabi AKP’ye bişe diyemiysunuz CHP’ye yükleniysunuz” diyen algıya;

İki yanlıştan bir doğru çıkarmaya çalışmakla olsanız olsanız Cem Yılmaz’a malzeme olursunuz!

SPOR YALAKALIĞI!
Eskiden spor yazarlığı diye bir meslek vardı. Kalem sahipleri kalemlerini ve vicdanlarını sporun ve memleketin hizmetine verir; kişi ve kurumlar üzerinden küçük hesaplara saplanıp mesleğin onurunu yere düşürmezlerdi.

Endüstriyel futbol adı verilen masumiyet itlafı sonrası, özellikle amca, dayı, halaoğlu, kayınço, eski sipolcu, cemaatyen, “yüksek dil atma yeteneğ”i ve “benim yüksek yerlerde tanıdıklarım var” kontenjanlarından mesleğe “sızan” ilkesiz çakallar sürüsüyle tanıştık.

Hırsıza dair dişe dokunur tek eleştirel cümlesi olmayan sözümona “usta” sipol yazarlarının, ülkenin en büyük gazetelerinden hırsızlara yönelik güzellemeleri insanı iğrendiren noktalara taşıyor.

Behey akraba kontenjanı kalemşörler;

Hırsıza güzelleme yapanlar da en az hırsızlar kadar aşağılık ve onursuzdur, duydunuz mu?