Hobi olarak başladığı fotoğraf çekmeyi 34 yıldır sürdüren Trabzon doğumlu fotoğraf sanatçısı Atilla Alp Bölükbaşı ile yaptığımız çok özel röportaj

Akçaabat'ta 1964 yılında dünyaya gelen Bölükbaşı, 13 yaşındayken fotoğrafa ilgi duymaya başladı ve evinin çatısında karanlık oda oluşturdu. Siyah beyaz çektiği fotoğraflarını kendisi tab ederek fotoğrafçılığa başlayan Bölükbaşı, başta Trabzon ve Karadeniz yöresi olmak üzere Türkiye'nin birçok yöresinde çektiği fotoğraflardan oluşan çok zengin bir arşive sahip oldu.Bölükbaşı'nın, fotoğraflarının yer aldığı birçok kitabı ve bazı kentlere özel hazırladığı yayımlarının yanı sıra sporla da çok iç içe olduğunu biliyoruz.

Yıllardır popüler ve başarılı bir fotoğrafçısınız. Fotoğrafçılıktaki tarzınızı tanımlar mısınız?

Fotoğraf güzele yürümek ve güzelin özetini çıkarmaktır. bir anlamda var olanı kadrajla vurgularken, öykülerini de birlikte sürüklemektir. farklı bir bakış açım olduğunu fotoğraflarımı yorumlayanlar söylüyor. bu farklı olmak değil, kendim olmakla alakalı diye düşünüyorum. tarzım, fotoğrafın öyküsel heyecanı da yakalayabilme savaşıdır. benim için her kare bir öykü anlatmalı, her fotoğraf dile gelmeli ve birşeyler söylemeli... ama herkese

Türkiye’de fotoğrafçılık sizce gelişiyor mu ?

Türkiye'de özellikle dijital çağın getirdiği kolaylıklar heyecanlı genç yüreklerin fotoğrafa ilgisini artırdı. güzele koşan o kadar güzel yürek var ki... hepsinin farklılıkları yakalama heyecanını görüyorum. fotoğraf grupları kuruluyor. amatör geziler yapılıyor... bu ne kadar güzel birşey... insanlar, daha doğrusu genç yürekler hem birbirleriyle kaynaşıyor hem de birbirleriyle sanatı paylaşıyor... ben buna gençlerin sanatla kucaklaşması diyorum...

Sizce fotoğrafçılık eğitimi almak gerekli mi?

Fotoğrafın temel kuralları vardır. elinizdeki makina ne kadar dijital olursa olsun bu kuralları bilmek ve öğrenmek gerekir. Diyafram, asa, enstantane, kadraj, açı,, ışık... bunlar fotoğrafın temel işlevleridir... bunları bilmek için kısa da olsa kurs almak gerekir. ondan sonrası zaten makinanın arkasındaki gözün neyi ne kadar görebildiği ile ilgilidir. bunun için kurs almak zorunludur da demek istemiyorumm çünkü zaten bu bilgiler artık internette bolca var ama bilgelerin ışığında bilgileri en doğru yoldan öğrenmek daha hızlı fotoğrafa adapte olmayı getirir diye de düşünüyorum.

Fotoğrafını çekmeyi hayal ettiğiniz özel bir isim var mı? 

Keşke 1920 lerde 30 larda olsaydım da Mustafa Kemal'in fotoğrafını çekebilseydim diye hayıflandığım olur bazen. ama bugün için hayal ettiğim bir isim yok. benim için her çocuk, her genç yarına taşınacak bir bireydir. onların bugününü yarına bağlayacak anısal sürprizler çok önemli benim için. onların yüzlerindeki tebessümü ve sevgiyi gördükçe yarınların umut dolu yüzlerini de görüyorum. bir dağ başında bir çobanın fotoğrafını çekmek ve çektiğim fotoğrafı hemen termal baskı ile kendine hediye edip hem sürpriz yapmak bana çok ama çok anlamlı geliyor. çünkü mutlu olan gözlerin ışıltısı benim de mutluluğum oluyor.

Sıradışı çalışmalarınız var. Beğendiğiniz fotoğrafçılar ya da çalışmalarından esinlendiğiniz isimler oluyor mu?

Sıradışı derken "su perisi" çalışmamı belirtmek istiyorsunuz sanırım. su perisi benim en önemli tutkum. farkı kendi içindeki farklılıkları... o dünyanın içine girdiğinizde kendinizdeki sevginin sonsuz gücünü görüyorsunuz. bazen seviyorsunuz ve karelerce çekiyorsunuz... doyumsuz bir süreç başlıyor... beğendiğim fotoğrafçılar var elbette. ama isim vererek diğerlerini üzmek istemem. ışık aldığım her fotoğraçıyı beğenirim. bazen bir fotoğraflık beğeni de olsa bana mutluluk verir.

Çoğu zaman yoğun bir tempo içerisindesiniz. Gelecekteki projeler ve planlarınız hakkında kısa bilgi almak isteriz.

Evet haklısınız, yoğun bir koşturmaca benimkisi... bir taraftan fotoğraf, bir taraftan araştırma, belgesel çalışmalar, bir taraftan koleksiyon derecesindeki arşivsel çalışmalar... bazen birşiir olup dizelere dökerim duygularımı bazen bir fotoğraf olur kadrajlara sığdırırım... o kadar çok proje var ki... zaman yetecek mi ben ne kadarını yapabileceğim bilmiyorum. ama bazen de yorgunluktan olacak sanırım, bu son diyorum... bir dahasına gücüm yetmez diyorum... ama olmuyor yine de...17 gün gibi kısa bir sürede hazırladığımız bir kitap var. "Trabzon'da spor" ben ona 17 yıl 17 günde bitti de diyorum. çünkü 17 yıllık bir çalışmanın ürünü. Trabzon sporunun binlerce yıllık geçmişini bulabildiğimiz belgelerle bugüne getirdik. 560 sayfalık iki ciltten oluşan 1120 sayfalık bu eser Trabzon sporunun değil bir anlamda Türk sporunun da en büyük kitabı sanırım. yani insan istedikten sonra çok şeyi başarıyor. yeterki içinde o sevgi ateşi hiç sönmesin.

Fotoğrafçılığa ilgi duyan ve bu alanda çalışmaya hevesli gençlere önerileriniz var mı?

Elbetteki var. onlara hep söylediğim bir söz var. fotoğraf tembel öğrenci yetiştiren bir okuldur. hep öğretir, hiç mezun etmez. ben 34 yıldır hala öğrenmeye çalışıyorum. fotoğraf bilgiçliği, tamamcılığı kaldırmaz. ışık aydınlandıkça fotoğrafın dönüşü de devam ediyor...

Deklanşöre basma anı sizin için nasıl bir duygu? 

O an yaşamı kilitlediğiniz andır. bir adım sonrasında yeni bir yaşam vardır ve sizi bekliyordur. her basışta bir kilit daha atarsınız ama bu kilitler sizi mutlu eden kilitlerdir.

Hangi türde makine kullanıyorsunuz? 

Ben yaklaşık 24 yıldır canon kullanırım. taa a1 lerden beri.

Fotoğraflar üzerinde yapılan dijital çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

ben fotoğrafın özgün güzelliğini seviyorum. sen gördüğünü deklanşöre basıp anlaştırıyorsun ve o orada kalıyor. sonsuza dek. benim için vazgeçilmezdir. dijitall müdahaleler şimdilik ilgi alanımın dışında. ama yapanlar çok, onlar ondan zevk alıyor, buna da saygı duyuyorum.

Son olarak hem yazarlığı hem fotoğrafçılığı güzel şekilde yerine getiriyorsunuz.Sizce hangisi daha zor?

Fotoğraf daha kolay benim için. yazmak , yazdıklarınla varolmak daha zor. çünkü fotoğrafta herkes kendi bulduğu güzelliği alıyor ama yazıda öyle değil. yazılar direkt duygulardır.



Atilla Alp Bölükbaşı'nın Ankara Trabzon Etkinlikleri Sergisinden...



Ankara Trabzon Etkinlikleri Sergisinden Bir Renkli Kare Daha




HaberTS.com Özel / Ali Çil