Sümela’nın Şifresini Ankara’da izlemiştim. Büyük bir AVM’nin sinema salonundaydık. Arka koltuklarda zengin bebesi denen tiplerden oluşan kızlı erkekli kalabalık bir grup vardı ve şamata edip durdular film boyunca.

Film bitmiş ve çıkıyorduk ki bu şamatacı zengin bebelerinden bir tanesi ‘’ Ya abi, adamlar resmen Ankara’da Trabzonspor fırtınası estirdiler ya, kim yazmış bu filmin senaryosunu?’’ deyiverdi…

İşte bu filmin senaryosunu yazan renktaşımız ve gerçek Trabzonspor taraftarı Yılmaz Okumuş, Moskova’nın şifresi filmini çekiyor şimdi. Kıt imkânlarla, büyük sermayeye yaslanmadan güzel şeyler yapmaya çalışıyor.

Bu satırları yazmadan beş dakika önce konuştuk kendisiyle.

‘’Tüm mesleki kariyerimi riske edecek ve filmde şike sürecine sağlam dokundurmalar yapacağım. İbrahim Akın’ın istediği şike fetvasının cevabını bu filmde Oflu hocaya verdireceğim’’ deyince gülümsedim.

Film baştan sonra Trabzon, Trabzonspor ve Karadeniz sevgisi ile yoğrulmuş bir senaryo üzeriden çekilecek.

Moskova’dan Türkiye’ye gelen ekip, yani Temel, Temel’in sevgilisi ve diğer uşakların Avni Aker’de maç izleme sahnesi filmin en can alıcı bölümünü oluşturacaktı. Oluşturacaktı diyorum, çünkü bu sahne çekilemeyecek.

Bu sahnenin Avni Aker’de çekilmesi gerekmektedir lakin Yılmaz Okumuş bunun için Kulüp Müdürü Sinan Zengin ile konuştuğunda kendisine pamuk eller cebe 100 bin dolar diye karşılık verilir.

Pazarlıklar sonucu 50 bin dolara düşülür. Dedim ya bu ekip kıt imkânlarla büyük işler çıkarmaktadır. Senaryosu baştan sona Trabzonspor sevgisi ve şikecileri iğnelemek üzerine kurulmuş bir filmde en büyük reklamı yapılacak kurum Trabzonspor’dur.

Yılmaz Okumuş’a bunları taraftarlar ile paylaşacağım dediğimde ‘’ Yapma Harun’um ya… Trabzonsporlular birbirine düştü gibi algılansın istemem’’ dedi. Parayı ödeme imkânları olmasa da sahneyi çekecek. Lakin Avni Aker’de değil Avni Aker’in dışında.

Yılmaz Okumuş Rizelidir. Bir Karadeniz aşığıdır ve gerçek bir Trabzonspor taraftarıdır. Camiamız için değer üreten ve bizi yöresel olmaktan çıkartıp kitlelere taşıyan nadide isimlerden birisidir. Bu insanlardan elimizden çok fazla yok, kıymetini bilelim Allah aşkına.

‘’Filmin reklamı oluyor ya’’ diyenlere ise şunu söylemek istiyorum. Evet, filmin reklamı olsun. Hatta hep birlikte bu filmin reklamını yapalım. Çünkü bu film ne kadar çok salonda, ne kadar çok kişi tarafından izlenirse takımımızın o kadar çok reklamı olacaktır. Trabzonspor sempatisi kitlelere ulaşacak demektir.

Benim diyeceğim odur ki, sevgili etkili ve yetkililer.

Lütfen bu ekibe Avni Aker’in kapılarını ardına kadar açın.

Çünkü inanın takımımıza kazandıracakları sempati, 50 bin dolardan fazla eder.