Hani derler ya ‘görünen köy kılavuz’ işte o misali… Trabzonspor, Elazığ maçına öyle bir kadro ile çıktı ki mağlubiyet bağıra bağıra geldi. Halil ve Emerson’un 11’de başlaması, Olcan’ın o dakikaya kadar sahada durması, Sapara’nın çok geç oyuna dahil olması, Alanzinho’nun sol beke geçmesi vs vs…

Stoperde Mustafa-Abdullah Karmil, solbekte Celustka, sağbekte Zeki Yavru dörtlüsüyle maça başlanmalıydı. Dikkat edin Elazığ bütün ataklarını neredeyse Emerson’un kanadından geliştirdi. Gol geliyorum dedi ve geldi. Belki ilk golde Sinan’ın büyük şansı vardı lakin bu golde Olcan’ın da büyük hatası var. Öyle topa girilmez Olcan efendi. Amatörde top oynamıyorsun! İlk yarının son anlarında gelen bu şansvari gol Trabzonspor’un devre arasına moralsiz girmesine neden oldu.Aslında bu gole kadar kötü bir oyun oynamıyorduk lakin oyuncularda güvensizlik sezdim, çaba yok, hırs yok, istek yok. Karabük maçında oynanan futbolu hatırladığımda aynı senaryo çizilmiş oynanmış gibi. Aradaki tek farklı gollerin zamanlarıydı. Geri kalan hepsi aynıydı, tabi kadroda da ufak bir değişlik olmuştu.

Sistem değişmedikten sonra, kafalar değişmedikten sonra kadro değişse ne olur değişmese ne olur… Sistemde bir değişiklik yapılmadığı sürece maçı kazanamayacağımızı biliyordum. Çünkü hatalı bir yola girdiğin zaman geriye gelip doğru yola girmediğin sürece yanlış yaparsın. Örneğin Emerson’u ikinci yarıda kenara alıp farklı bir sistem denenebilirdi, Aykut ile değil de Alanzinho ile oyuna başlanabilirdi, gibi…

61. dakikanın ilk saniyelerinde çift sarı karttan kırmızı kart görerek oyun dışında kalan Celustka’nın gördüğü iki sarı kart da doğruydu. Şimdi asıl olay burada başlıyor. Bir takımın kesinlikle B planı olmalı. Çünkü futbolda ne zaman ne olacağını bilemeyiz, kırmızı kart olabilir sakatlık olabilir vs. Kırmızı kart görüyor Celustka ama kenarda bir hareketlilik yok! Sormazlar mı adama? Hocam hani hamlen nerede? Hamle geliyor ama 13 dakika sonra… Zaten hemen ardından ikinci gol geliyor. Volkan da Olcan’ın ikizi gibi, tabiri caizse bodoslama ilerliyor, Volkan’ın birazcık daha tekniği var, aralarındaki tek fark da bu zaten. Durum 2-0 olduktan sonra da Sapara oyuna dahil ediliyor, bence çok genç kalınmış bir değişiklikti. Sapara orta alanda koşan pres yapan ve ara paslarıyla tehlike yaşatabilecek bir oyuncu. Zaten Elazığ defansı ağır ve yaşlı oyunculardan kurulu, bu kadroya karşılık Sapara ve Alanzinho kesinlikle maça ilk 11’de başlamalıydı.

Ve öyle bir 3. gol yedik ki açıkçası ben utandım, öyle bir gol yenmez. Böyle bir diziliş olamaz, böyle bir sistem olamaz, tabi varsa…

Şenol Güneş maç sonrasında istifa ediyor, istifa da kabul ediliyor. Al buradan yak. İnsan oturur, konuşur ondan sonra net bir karar verir. Bakıldığında planlanmış bir davranış olduğu görülebiliyor. ŞenolGüneş kişiliği ile zaman Türk futboluna örnek olmuş bir adamdır, belki hocalığı tartışılsa da her zaman ders vericiliğiyle iyi bir insandır. Yaptığı hataları ve yanlışları gördüğüm kadarıyla söylüyordum, gittiğine üzülmedim desem yalan olur, çünkü ortada bir suçlu aranıyorsa bu yönetimdir. Şenol hoca dayanamadı ve bıraktı, yönetim ne zaman bırakacak merak ediyorum açıkçası…

Haa unutmadan Trabzonspor'u başarıya götürecek olan hamle hoca değişikliği değil zihniyet değişikliğidir…