Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesinde yaşayan 40 yıllık yetiştirici İbrahim Tamer, yoklukla başladığı hayvancılık serüvenini bugün binlerce küçükbaş hayvanın bulunduğu büyük bir işletmeye dönüştürdü. Babasıyla yaşadığı tartışmanın ardından sıfırdan yola çıkan Tamer’in hikâyesi, azim ve emeğin kırsaldaki en çarpıcı örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.
ÇOCUK YAŞTA BAŞLAYAN HAYVANCILIK SERÜVENİ
Boğazlıyan ilçesinde doğup büyüyen İbrahim Tamer, çocuk yaşlarda baba mesleği olan hayvancılıkla tanıştı. Küçük yaşlardan itibaren sürüye çobanlık yapan Tamer, hayvanların bakımını, yayla ve mera düzenini erken yaşta öğrendi. Ailesi tarım ve hayvancılıkla uğraşan 12 kardeşten biri olan Tamer için bu meslek, sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi oldu.
BABASIYLA AYRILDI, SIFIRDAN BAŞLADI
1996 yılında yaylada yaşanan bir tartışma, Tamer’in hayatında dönüm noktası oldu. Babasının koyunlarını ovaya indirdiği için evden kovulduğunu anlatan Tamer, bu olaydan sonra kendi yolunu çizmeye karar verdi. Elinde hiçbir sermaye olmadan yola çıkan Tamer, vadeli koyun ve kuzu alarak hayvancılığa yeniden başladı.
Zor şartlar altında başladığı bu süreçte gece gündüz demeden çalışan Tamer, kazandığını yeniden hayvan alımına yatırarak sürüsünü adım adım büyüttü. Sabırla ilerleyen bu yolculuk, yıllar içinde meyvesini verdi.
3 BİN KÜÇÜKBAŞLIK SÜRÜYE ULAŞTI
Bugün yaklaşık 3 bin küçükbaş hayvana sahip olan İbrahim Tamer, kışın zorlu şartlarına rağmen sürüsünü meraya çıkarmaya devam ediyor. Kar, soğuk ve fırtınaya aldırmadan hayvanlarının başında duran Tamer, hayvancılığın emek istediğini vurguluyor.
Tamer’e göre bu işte başarı, disiplin ve fedakârlıktan geçiyor. Hayvanların bakımını bizzat kendisi yapan yetiştirici, aşılarını ve tedavilerini de yakından takip ediyor. Ona göre hayvancılık, sürekli ilgi isteyen bir sorumluluk.
HAYVANCILIKTA PARA KAZANMANIN ŞARTI
İbrahim Tamer, hayvancılıktan kazanç sağlamak isteyenlere de net mesajlar veriyor. Eğlenceye ve gereksiz harcamalara yönelmeden işin başında durmanın önemine dikkat çeken Tamer, hayvanı yalnız bırakanın bu işten para kazanamayacağını söylüyor.
Yıllar içinde edindiği tecrübeyle hayvancılığın sabır işi olduğunu vurgulayan Tamer, doğru bakım ve düzenli çalışmayla bu mesleğin ciddi gelir sağladığını ifade ediyor.
DEVLET DESTEKLERİ ÖNEMLİ BİR AVANTAJ
Geçmişle bugünü kıyaslayan İbrahim Tamer, günümüzde hayvancılıkla uğraşanlara verilen desteklerin çok daha iyi seviyede olduğunu belirtiyor. Eskiden yüksek faizli kredilerle üretim yapmaya çalıştıklarını anlatan Tamer, bugün sağlanan hayvan, traktör ve ahır desteklerinin üretici için büyük avantaj olduğunu dile getiriyor.
Devlet desteklerinin kırsalda üretimi ayakta tuttuğunu söyleyen Tamer, gençlerin bu alana yönelmesi gerektiğini savunuyor.
“MEMUR OLSAYDIM BU KADAR KAZANAMAZDIM”
Hayvancılıkla elde ettiği kazançtan ve yaşam tarzından memnun olduğunu ifade eden Tamer, masa başı bir işte bu kadar gelir elde edemeyeceğini söylüyor. Doğayla iç içe çalışmanın kendisine hem sağlık hem de huzur kattığını belirten Tamer, stresli bir hayat yaşamadığını vurguluyor.
AZMİN VE EMEĞİN HİKÂYESİ
İbrahim Tamer’in hikâyesi, kırsalda üretimin ve hayvancılığın doğru yapıldığında ne kadar kazançlı olabileceğini ortaya koyuyor. Babasıyla yaşadığı bir tartışmanın ardından sıfırdan başlayarak binlerce hayvana ulaşan Tamer, gençlere üretimden vazgeçmemeleri çağrısında bulunuyor.
Boğazlıyan’da kışın soğuğunda, yazın sıcağında sürüsünün başında olan Tamer, hayvancılığı sadece bir meslek değil, bir yaşam tarzı olarak görmeye devam ediyor.