Sonucundan ziyade, özellikle Trabzonspor açısından kendisini ileriki haftalar açısından test edeceği bir maçtı Sivasspor karşılaşması..

Ki, daha ligin başları olduğu halde, tamda düşündüğümüz bir karşılaşmaya tanık olduk..

Her yönden beklentileri karşılayan bir mücadele oldu..

Bunda hiç kuşku yok ki, hem Trabzonspor hem de Sivasspor’un halihazır Avrupa Kupaları için sezona erken hazırlanmış olmaların payı büyük.

An itibariyle ligimizin eli yüzü düzgün ne yaptığını bilen ve sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan   Trabzonspor için, yaklaşan Roma maçı öncesi biçilmiş kaftandı bir ‘ Rıza Çalımbay ‘takımıyla böyle bir test maçına çıkmış olmak..

Her iki devreye birer gol ( biri penaltı ) sığdıran Bordo Mavili ekibin, aldığı sonuç kısır gibi görülse de, farklı “ Y. Malatyaspor ‘ galibiyetinin ertesinde, ortaya konulan kaliteli futbol ve sistemin işlenirliliği açısından -  ileriki haftalara, takımın  kazanma alışkanlığı ve özgüven duygusunun sürdürebilirliği düşünülünce, Trabzonspor için muhteşem bir hafta kapanışı oldu diyebiliriz..

Tek üzüntüm, rakibin penaltı atışı sonrası ‘ Uğurcan’ın ‘ adeta kalesinde etten duvar örmesinin sonunda, o çabalarının boşa gitmesi oldu..

Bu futbol ve bu mücadele azmi oldukça, defolar kendi içinde en asgari seviyeye inecektir..

Cornelius daha erken süre alıp ya da direkt oyuna başlasa,  taķım içi pozisyonlara angaje olması takımın hücum zenginliğinde çok farklı katkı sağlayacaktır..

Gerçi, Abdullah hocaya da ‘ Allah kolaylık ‘ versin..

Son zamanların hiç olamadığı kadar zengin hücum hattına sahip olan Trabzonspor’da kimin oynadığı ya da oynamadığı da ayrı bir ( tatlı ) dert..

Sonuç itibariyle, artık sonuç odaklı, sonuca direk giden bir kadro zenginliğine sahip bir Trabzonspor’u izlemek gerçekten büyük bir futbol şöleni gibi..

Zaten işin özü, oyunun gerçek sahiplerinin oynadıkları oyundan keyif  almalarıyla alakalıdır..

Eksikler yok mu (?), var elbette..

Hücumdaki kusursuzluğun yavaş yavaş üçüncü bölgeye sirayet edeceğine inanıyorum..

Bu güzel oyun ve galibiyetlerin artmasıyla, Trabzonspor kendi futbol karakterini rakiplerine bir şekilde kabul ettirecektir..

Her hâlükârda kazanmak güzel şey!..

Darısı önce Roma sonra üçte üç yapmaya..

Aşk-ı Trabzonspor..

Ve bir teşekkür..

23 Ağustos -  yani benim doğduğum gün bana en anlamlı hediyeyi, anlamlı Sivasspor galibiyetini hediye eden Trabzonspor’a en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum..

--

Bir Anı

Seksenler, ne zor zamanlar..

Bizim jenerasyon bilir..

Her evde televizyon, radyonun olmadığı, lakin Trabzonspor’un karanlığımızı aydınlattığı ve hep var olduğu zamanlar..  Trabzonspor sevgisi içime öyle işlemiş ki, akşamı zor ederdik, TRT de akşam maç özetlerini verecek diye.

Kolay değil..

Trabzonspor’u az bir sürede olsa izlemek duygusu, o tarifi imkânsız sevdamızı ekran karşısında yaşayabilmek!!!

Ben ise başka bir şey için daha beklerdim o siyah beyaz, fakat bir o kadar da renkli dünyamın programını..

Küçük bir teybim vardı, ..

Doğan Yıldızlar, Öztürk Pekinler, Akın Göksular, İlker Yasinler, Tansu Polatkanlar ve daha nice anlatımlarına ve seslerine, diksiyonlarına hayran olduğum bu muhteşem adamları teybime kayıt ederdim..

O kısa özetlerde ben gece teybimle tüm evreni fetheder gibiydim..

Günde kaç kere açar açar Trabzonspor’u dinlerdim küçük teybimden..

Meşin Yuvarlak ve Trabzonspor benim için ta o zamanlar bir yaşam biçimi olmuştu bile...

 Son tahlilde..

Bordo rüyamız, mavi gerçeğimizdir desturundan hareketle;

İyi ki bu ülkede, bu kutsal topraklarda doğmuş, doğmuşumda Trabzonspor bir sevdanın peşinden sürüklenmişim..

Ne diyordum hep; düşkünlüğüm futbola değil; Trabzonspor’a..

Hasan Akbaş

Haberts.com