Unutulmaz TFF başkanı, İdmanocağı eski futbolcusu,  Demokrat Parti Trabzon milletvekili, futboldaki adaleti ve ahlaki ile futbolu yönetenlerin her dönemde örnek alması gereken Hasan Polat’ı ölümünün üçüncü yılında saygıyla anıyoruz.
  
Futbolda Hasan Polat Adaleti Sahanıza da saha dışınıza da lazım

Hasan Polat 1919 yılında Trabzon’un Boztepe semtinde dünyaya geldi. Beşiktaş’ın efsane kaptanı Nazmi Bilge ile kardeş çocukları olan Hasan Polat, Trabzon İdmanocağı’nda futbola başladı. Bir yıl Beşiktaş’ta, sonra da Hukuk Fakültesi öğrenciliği için gittiği Ankara’da yıllarca Gençlerbirliği Kulübü’nde forma giydi. 
Televizyon öncesi çağın futbol yıldızı Hasan Polat, öğrenciliği döneminde Hipodrom Müdürlüğü’nden Sosyal Sigortalar müfettişliğine kadar pek çok görevde bulundu. Siyasetle ilişkileri hep canlı oldu. Dönemin başbakanı Adnan Menderes’in teklifi ile 1954 yılında Futbol Federasyonu başkanı oldu. Türkiye’yi Asya grubundan Avrupa Futbol Federasyonları Birliği UEFA üyeliğine taşıdı. 1957 yılında Demokrat Parti’den Trabzon milletvekili seçildi, 27 Mayıs Darbesi’nin ardından Yassıada’ya gönderilenler arasında yer aldı. 

İkinci kez Futbol Federasyonu başkanı olduğu 1970 yılında  “üçüncü evladım” dediği, efsaneleri arasında sayıldığı kulübü Gençlerbirliği’nin küme düşme kararını  imzaladı.  Türk futbolunun uluslararası ilişkilerinde etkin oldu. Yerli antrenörleri  yurtdışı eğitimine gönderdi ve yerli hakemlerin lig maçlarında görevlendirilmesine öncülük etti. 

Futbol dünyasına adım attığı 1930’lardan itibaren tüm yaptıklarında  sahaya da saha dışına da şimdi çok özlediğimiz  güveni, adaleti ve ahlakı yansıttı. Türkiye’de futbolun da adamlığının da bambaşka bir ruhu olabileceğini hatırlatan efsane futbol adamı, bürokrat  ve siyasetçi Hasan Polat 30 Ağustos 2010 tarihinde aramızdan ayrıldı.  Türk futbolunun  örnek şahsiyeti  Hasan Polat’ı  saygıyla anıyoruz. 

Hasan Polat 1970 yılında TFF Başkanı iken, simge ismi olduğu Gençlerbirliği Kulübü küme düşmek üzereyken  kendisinden yardım beklediklerini ima eden Gençlerbirliği yöneticilerine kararlı biçimde red cevabı vermiş, onlara  “Gençlerbirliği benim üçüncü evladım… Yenilir, küme düşer… Bir şey yapamam ama eve gider çocuğum öldü diye ağlarım!..” demişti. 

Adaletin  yeminli düşmanları gibi davrananların  yönettiği futbolumuza   inatla Hasan Polat ruhunu hatırlatmanın zamanı hiç geçmiyor.  Onun bir ahlak manifestosu yerine okunacak yaşam öyküsünü, futbol yöneticiliğini,  kerli ferli  yöneticilerinden tribün gençliğine kadar tüm futbol aleminin bilmesinde fayda var.  Futbol Federasyonu Başkanı iken  kendi kulübünün küme düşme kararına içi sızlayarak imza atarken kullandığı ifadeleri, TFF binasının girişine asmak geçiyor insanın içinden.  Bütün değerlerini  futbolumuzun o kutlu “marka değeri”ne sabitleyenler, sponsorların reklam panolarındaki veciz  sözlerine selam durarak girdikleri binaya girerken biraz huzursuz olurlar belki. 

Oğlu Mehmet Polat ile birlikte Hasan Polat’ı tanıyan isimlerin anıları ve görüşlerini dinlediğimizde neden ısrarla Hasan Polat ruhunu yaşatmamız gerektiğini daha iyi anlıyoruz. Bakın yakınındakiler onu nasıl anlatıyor. 

Mehmet Polat / Hasan Polat’ın oğlu
TFF binası o zamanki Mithatpaşa Stadı’ndaydı. Siyasi baskı için bir milletvekili gelmişti. Ben de tesadüfen odasındaydım. Çok sert biçimde, resmen kovdu. Bunu hatırlıyorum. Adam da kös kös gitti...Ben şimdiki federasyon başkanlarına o bakımdan acıyorum. Babam, evet bir takım yenilikler getirdi. Çok ciddi işler yaptı. Çok dürüsttü, çok güzel idare etti. Efsane başkan olarak kaldı, kalacak. Ben hep bu soruyu kendime sormuşumdur. Daha sonraki yıllarda Futbol Federasyonu başkanı olsaydı aynı beceriyle,  aynı maharetle bu işi götürebilir miydi, götüremez miydi? O konuda çok emin değilim. Çünkü çok dürüst bir insandı. Çok farklı tavırlar koyması gerekecekti. Federasyon Başkanlığı sanıyorum ki pek fazla uzun sürmezdi...

...1969 yılında Süleyman Bey başbakan olunca İsmet Sezgin Bey’e, İsmet Ağabey’e diyor ki: “Gençlik ve Spor Bakanlığı kurulmasını istiyorsun, kuruyorum, al ne yaparsan yap.” Babam milletvekiliyken de İsmet Abi, Aydın Belediye Başkanı’ydı, bize Fatih’e gelmişti bir kez,  ben çok küçüktüm, hatırlıyorum. 
Hasan Ağabey,  mutlaka Federasyon Başkanı sen olacaksın diye baskıda bulunuyor. Babam da İsmet Ağabey’i  kıramadığı için o dönemde ikinci Futbol Federasyonu başkanlığı dönemini başlatıyor. 

İsmet Sezgin / Politikacı  

“Bu arada ben 1969’da Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı kurdum. Yeni federasyon başkanları arıyordum. Ve bu arada da tabii futbol için aklımdan Hasan Polat geçiyordu. Hasan Polat o vakur haliyle, o otoriter haliyle iyi bir futbolcu olarak iyi bir yönetici olarak daha önce de bu görevleri yapan biri olarak ve Türkiye’de sevilen sayılan biri olarak ve ilke sahibi biri olarak bunu becerebileceğine dair bir inancım vardı. Ve bu arada bir handikap da rahmetli Orhan Şeref Apak’tı. Ve Orhan Şeref Apak Türk sporuna büyük hizmetlerde bulunan bir kişiydi. Ama benim yönetim tarzımla, ilkelerimle ve tutumumla bağdaşmadığını görüyordum. Ve o görüşmelerimin birinde dedi ki bana, “İsmet Bey, siz çok genç bir adamsınız.  Çok da istikbaliniz var. Siz Hasan’ı Federasyon Başkanı yapmak istiyormuşsunuz. Hasan bövledir  Sizin dedikleriniz yapmaz. Ben sizin her dediğinizi  yaparım. Ben size yararlı olurum.” Dedim ki “Orhan Şeref Bey çok teşekkür ederim. Ben de sizi bunun için değiştirmek istiyorum. Yani ben federasyon başkanımdan benim her istediğimi yapacak birisi olmamasını istiyorum.”
 
Ve şaştı kaldı, dondu kaldı böyle. O arada başbakan Demirel ile görüştüm. Demirel de duymuş tabii onu şey yapacağımı. Demirel de tanıyor Orhan Şeref Apak’ı. Dostlukları var ... Demirel, sen bunu değiştirmek istiyorsun ama bunun dedi arkası vardır, dedi. Basında da medyada da bu çok söylenir dedi. Senin aleyhine olur falan dedi.Mahkemeye müracaat eder falan, bir düşün.. dedi. Düşündüm efendim dedim. Hasan Polat’ı istiyorum dedim. Ne istersen yap dedi. Ve böyle de bir şey de geçti aradan…”

Çok dürüst adamdı. Vakur bir adamdı, ve çok onur sahibi bir insandı. İlkeli bir insandı. Yani Trabzonlular ne kadar övünseler Hasan Polat gibi bir evlat yetiştirdiklerine haklarıdır...

Tanıl Bora / Araştırmacı-Yazar  
Hasan Polat için herkes bir ağızdan şunu anlatıyor: Kafa toplarına sadece savuşturmak maksadıyla çıkmıyor. Çok müthiş bir kafa topu hakimiyeti var. Genel olarak şahsiyeti ile büyük bir lider oyuncu olduğu söyleniyor. Hakem üzerinde de çok etkili olan, hakemi adil yönetmeye, kendi oynadığı takımı da kayırmayarak, kesinlikle adil yönetmeye zorlayan, çok otoriter ve karizmatik bir kişiliği olduğu anlatılıyor. Hem oyun kişiliği, oyun stili, hem de oyuncu şahsiyeti, bir karizmatik liderlik arz ediyormuş. Muş diye anlatıyorum ama herkes bunu anlatıyor. 

Ben kendisiyle çok yaşlı iken tanıştım. 1998 yılında uzun bir görüşme yaptım Gençlerbirliği Tarihi çalışmam için. 
O yaşlı, emekli, çoktan emekli olmuş haliyle dahi, o eşraf havası vardı Hasan Polat’ta. Granta giymiş, çok şık bir takım elbise giymiş, kabul edişinde, sohbet edişinde, hem karşısındakine saygılı hem de gerçekten saygı uyandıran, hakikaten karizması olan bir adamdı. Çok belliydi, O’nun o yaşlı haliyle dahi, 30’lu, 40’lı 50’li yaşlarında nasıl insanları etkileyen, ışık saçan biri olabileceğini kestirebiliyordunuz. O yaşında dahi o etkiyi taşıyan birisiydi. Bir  Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş yıldızı olsaydı adını daha çok duyardık, bu kesin. 

Özkan Sümer/ Trabzonspor 
Antrenörlerin eğitim ile buluşması onun o dönemi ile ilgilidir.Vizyonu ile ilgilidir. Gündüz Tekin Onay, Necdet Niş, Teoman Yamanlar gibi genç antrenörleri eğitim dairesine aldı. Metin Türel gibi arkadaşlarımızı yurtdışına gönderdi. Böyle bir süreçte Türk Futbolu daha bilimsel bir sürece girdi O’nun o çabaları ile . Genç antrenörleri müthiş destekledi, ortam da sağladı. Çok yenilikçi yaklaşımla çok yürekli kararlar verdi. Türkiye bu tür şeyler için hiç hazır değilidi ama o bu vizyona sahipti.Türk futbolunun çok adil yönetildiği bir süreç başladı. Hakemlerin cesur ve baskılardan kurtularak güvenle iş yaptığı bir dönemdi. 

Futbolculuk dönemine biz yetişemedik, çok erken de ayrıldı Trabzon’dan. Ama çok iyi bir oyuncu olduğunu herkes ifade ediyor. Her yönüyle takdire şayan bir insandı diyebiliriz. 

İbrahim Küçüktepe - Hantal İbrahim / Trabzon İdmanocağı kalecisi 
Her yıl  Cumhuriyet Kupası maçları yapılırdı Ankara’da, 29 Ekim’de. Ankara, Adana, Bursa, İzmir karmaları katılıyordu. İzmir gelemeyince Hasan Polat da İzmir’in yerine Trabzon karmasını davet etti.Hasan Polat’a dönemin basınında  çok ağır eleştiriler yapıldı .”Trabzon’da futbol mu var da Trabzon’u çağırıyorsun.” diye. Bilmiyorlar tabii, ne bilsinler. O Medeniyet Gazetesi vardı, Ulus Gazetesi vardı Ankara’da o zamanlar. Çok aleyhinde yazı yazdılar Hasan Polat ile ilgili, Trabzon Karması’nı daveti hakkında. “Trabzon’u neden kayırdın, Trabzon bu takımlarla futbol oynayabilir mi?” şeklinde. İlk maçımız Bursa karşısındaydı. 3 -2 yendik. Sonraki maçımız Adana karması ile. Tüm gazeteler Adana Karması Trabzon’u yener diye yazıyor. Biz de tabii hırslanıyoruz.  Çıktık, 3-0 yendik Adana’yı... Final maçını Ankara karmasıyla oynuyoruz. O sene İtalya’da şampiyon olan Ordu Milli Takımı’ndan oluşuyor Ankara. En az 5 metre ofsayttan bize bir gol attılar. 1-0 mağlup ettiler bizi. Ama bütün seyirci bağırıyor, kupayı Trabzon’a verin diye... Maçtan sonra soyunma odasına geldi Hasan Polat, gözünden yaş geldi, “Sağolun benim yüzümü ağarttınız.” dedi...Ve ağladı...

Seyfullah Hacımüftüoğlu/ İçişleri Bakanlığı Müsteşarı  
Benim futbolla tanıştığım dönemin Futbol Federasyonu Başkanı’dır. Futbolu yeni yeni öğreniyor, kendim de oynamaya başlıyorum, 10-16 yaş arası. 1970-1976 döneminin kesintisiz Futbol Federasyonu başkanıdır. Ne unutabilirm, ne de yaptıklarını bugünle mukayese ettiğimizde ihmal edebilirim. Onun adalet anlayışı ve algısının bugün itibariyle altının çizilmesi ve bir yaşam tarzı haline getirilmesi lazım. Hasan Polat bunun için çok kıymetlidir ve bunun için benim açımdan Hasan Polat eşittir adalet diyorum.

Faruk Özak /Trabzon milletvekili , Trabzonspor eski başkanı:
İdmanocaklı bir büyüğümüz olarak hep bizim idolümüzdü. Anlatılırdı, Hasan Polat şöyle okumuş,  eğitimli bir insandır, milletvekilidir, çok dürüsttür, çok adildir, çok ilericidir. Sadece futbolcu değil, atlettir de. Ben Hasan Ağabey ile çocukluk yıllarımda tanışmama rağmen esas Trabzonspor kaptanı olarak 73-74-75’li yıllarda Türkiye Ligi’ne çıktığımız zaman tanıştık, konuştuk...Maçlardan önce konuşurduk. Ona çok saygı gösterirdik. Çok güzel bir Türkçe konuşurdu, eğitimli bir insandı, velhasıl insanı etkilerdi. Düşünün ki futbolda göz önünde olacaksınız, Türk futbolunu yöneteceksiniz. Ama çok az hata yapıp çok az eleştirileceksiniz. Allah her kula bunu nasip etmez. Şimdiye bakıyorsunuz, şimdi imkanlar çoğaldı. Herşey var, para var, stadlar iyileşti, araç gereç, malzeme, sponsorluklar arttı ama federasyonlarda bir türlü istediğimiz kaliteyi tutturamadık, malum. Buna rağmen Hasan Ağabey çok örnek bir insandı. 

Avni Ocak/Hasan Polat’ın çalışma arkadaşı 
Herşeyden önce çok kibar bir adamdı.  Hem Federasyon Başkanlığı yapıyordu, hem de Teftiş Kurulu Başkanlığı. İkisini birden. Trabzonlu olduğu halde Trabzon’a ufacık bir faydası yoktu . Adaleti tam tecelli ettiriyordu Türk sporunda. Trabzonluyum, Trabzon’u kayırayım.. Öyle bir şey yok. Zaten onun için isim yaptı ya Türkiye’de. Siyasi olarak gene sanki bir tarafsız adammış gibi hareket ediyordu. Tamamen partinin menfaatlerini gözetmiyordu. 

Ali Özbak/Trabzonpor Divan Kurulu Başkanı
Hasan Polat İdmanocağı kökeninden geldiği için Trabzonspor kulübünün tabii üyesiydi. Tüzüğün 20. maddesine göre benim başkanı bulunduğum Divan Kurulu’nun tabii 20 üyesinden biridir Hasan Polat.

Hayri Gür/Trabzon Lisesi’nin efsane Beden Eğitimi Öğretmeni
Hasan Polat İdmanocaklıydı. Ankara’da Gençlerbirliği’nde oynarken ben de Güneşspor Kulübü’nde oynuyordum. Gazi Eğitim’de Beden Eğitimi Bölümü’ndeydim.  Ankara’da mezun olurken Hasan Polat’la tanıştım. Onun Trabzonlu olduğunu biliyordum. Dedim Hasan böyle böyle bir durum var. Ben kurayla Trabzon Lisesi’ne atandım. Bana ne tavsiye edersiniz. Bana İdmanocağı’nı tavsiye etti. Eğer futbol devam edersen dedi İdmanocağı’na girersin dedi. Bana bir pusula da verdi. Hasan Polat’ı burada İdmanocaklılar çok severlerdi. 

Kamil Dedeoğlu/Hasan Polat’ın yeğeni
Hasan amcamdan ben bir defa bilet rica etmiştim.Hemen getirtti bileti fakat getiren adama hemen çıkarıp cüzdanından bilet ücretini verdi.Büyük bir derbiydi.Ondan sonra bilet ricam olmadı Hasan amcamdan. İstese bana serbest giriş kartı da verebilirdi. İstese bana bedava bilet de verebilirdi.Biletimi getirtti en iyi yerden ve getirene kendi cüzdanından ücretini ödemişti.Prensipleri hakkında bir fikir vermiş olabiliyor muyum?