Bazı insanlar; sahip olamadıkları kalitenin, ait olmadıkları kişiliğin ve yaşayamadıkları mutluluğun reklamını iyi yaparlar…

İşte bu nedenledir ki giyemedikleri formanın, tribünde yaşamadıkları üzüntü ve mutluluk ile hissedemedikleri ayniyet duygusundan yoksun popülist yaklaşımlarla zincirin en zayıf halkası olmaya mahkumdurlar.

Yetmedi, konuyu sadece sosyolojik ve ekonomik yönüyle ele alıp ünlü teknik direktörlerin yazdığı kitaplardan alıntılarla kapıldıkları girdapta hep kendilerini kurtaracak bir el arayarak tükenip giderler ama işin psikolojik tarafına hiç bakmazlar.

Bu ahbap-çavuş ilişkisi içerisinde zaman zaman zengin muhitlere de uğramışlıkları vardır ama dönüp dolaşıp geldikleri yer hep aynı duraktır.

İşte yukarıda bahsettiğim kişilikler, Trabzonspor’un sadece bugünü ile ilgilenip, bilgi dağarcığının karşılıksız olduğu nedenleri, nasılları ve her şeyden önce göz yaşlarını bir kenara bırakarak ahkam keserler.

Trabzonspor lider. Hem de tarihte görülmeyen ezici bir üstünlükle lider.

Bunun sonu herkesçe malum…

Trabzonspor, şampiyon olursa bu şampiyonluk sıradan bir şampiyonluk olmayacak.

Emin olun Türk futbolunda yeni bir milat olacak. Türkiye rahatlayacak…

****

Bu takım, 1976 ile 1984 yılları arasına sıkıştırdığı 6 şampiyonlukla o tarihi zaten yazmıştı.

Futbolun, sadece mahallelerden toplanan gençlerle başarıya ulaştığı dönemlerden evrensel bir yapıya geçişin sancıları ile zaman zaman zirvede yer alsa da o sihirli kupayı kaldıramamanın üzüntüsü hep yaşandı.

Kendisini asan körpecik yürekten, takımının peşine giderken geçirdiği kaza sonucu ölenler ve sıkıntıdan kalbi sıkıştığı için hayatını kaybedenlere kadar bir dizi acıyı da içinde barındıran bir öykünün sonudur bu sezon.

Bu başarı camianın birleşmesi, renktaşlarının kenetlenmesi ve her şeyden önemlisi Trabzonspor gerçeğinin kabul edilmesi ve son 38 yılın adeta bir intikamıdır.

Haksızlığa uğrayan, bir düdükle hedefinden uzaklaştırılan, kendi memleketlisinin kararı ile cezalandırılan ve bu nedenle hedeften alıkonulan bir camianın geri dönmesi müsaade edin de biraz heyecanlı, biraz coşkulu ve çok da senkronize olsun…

Evet; Trabzonspor satıldı, dışlandı ve sallandı ama yıkılmadı..

****

Aradan sonra hafta sonu lig yeniden başlıyor…

Trabzonspor’un ahvali böyleyken kendi taraftarına şirin görünmek için hala daha şampiyonluk nidaları atanların da derdi belli.

Trabzonspor şampiyon olmasın da kim olursa olsun...

Tolga Zengin transferinde Trabzonlu babasının Trabzonspor’a yaptığı katkıları diline dolayan Ahmet Nur Çebi’nin bile bugün şampiyonluk söylemleri önemli değil.

TFF’yi ve Milli Takımları dizayn etmek isterken tahrip eden Hamit Altıntop’un bile hızını alamayıp ligi dizayn etmeye çalışması bile ciddiye alınacak bir durum değil.

Sezon başından bu yana zaman zaman endişe duyarak, zaman zaman hissiyatımızdan eksikleri aklımız kestiğince gündeme getirmeye çalıştık. Artık endişe dönemi geride kaldı. Bundan sonra futboluyla da, sonuçlarıyla da futbol adına her şeyi ortaya koyacak bir Fırtına kopacak, Trabzonspor’u izleme süreci başlayacak…

Çünkü hayaller başka, hayatlar başkadır...



 

Dip Not: Her ne olursa olsun hiçbir şampiyonluk insan hayatından önemli değildir.