Değerli Trabzon spor taraftarları, son Karabük maçından sonra Vahid hocanın basın toplantısında sarf ettiği sözleri bayağıdır analiz etmeye çalıştım. İnce eledim sıkı dokudum. Birçok taraftar arkadaşımla istişare ettim. Hemen hemen herkesin fikri aynı. Peki, ne söylemler, ne bu analiz. 
Vahid hoca dedi ki, ben bundan 3 ay önce dünyanın en iyi hoca sıralamasında ilk 5 in içindeydim. Şimdi geçen süre zarfında yaşananlar beni dünyanın kötü hocaları arasına sokmaz. Burada başka bir şeyler var ve ben bunları tespit ederek çözeceğim. Söyleme baktığımızda hiçbir sorun yok. Hatta güzel bir konuşma. 
Fakat şunu da göz ardı etmemek gerekiyor, dünyanın en iyi hocalarından bir tanesi şunu bilmeli bence. Yapılan bi gumbul transferden sonra oluşan toplama takımı nasıl takım yaparım, ilk defa bir arada top oynayan bu topluluğu nasıl bir takım yaparak, futbol oynatabilirim. Bu kesinlikle hocanın işi. Başkanın, yöneticilerin yada bizlerin işi değil. Başkan gitti Cordoza’yı getirdi. Senin takımında Cordoza gibi bir forvet varsa hücum taktiğini onun gol atması üzerine kuracaksın. Onu ceza sahası içinde nasıl topla buluştururum, idmanlarda bunu çalışacaksın. Adamı bir maç içinde en az 15 topla buluşturacaksın ki, oda üzerine düşeni yapıp gol atsın. Hatırlarsanız geçen sezon Marc Janko diye bir forvetimiz vardı. Adamın gol atacağı tarzda oynamadığımız için, adam geldiği gibi gitti. Oysaki Trabzon spor’a gol kralı olarak gelmişti. Şimdi Cordoza’ya gol attırmak için, takımın Cordoza’ya top taşıması gerekir. Buda kanatlardan ve ortadan olacağına göre, hocanın bu taktik üzerine çalışıp. Kanat organizasyonlarını daha sık ve daha çok yapabilecek bir 11 ile sahaya çıkıp bunun üzerine durmalıdır. 
Hoca Cezayir milli takımında gol yemeyeyim de, bir gol bulursam maçı alırım taktiğiyle oynadı. Ve başarılı oldu. Çünkü elindeki futbolcu kadrosu bu oyun tarzına müsaitti. Şimdi elindeki kadroyu sen kurdun, kimi istediysen aldırdın. Elindeki oyunculara göre hücuma dönük bir takım nasıl oluşturup, gol yollarında nasıl etkili olurumu çalışman gerekiyor. Kasımpaşa maçında golü bulana kadar saldırdık, bize yakışan ve yapımıza uygun bir futbol oynadık ve golü bulduk. Golü yedikten sonra yine aynı müzmin hata, geriye yaslandık ve golü yedik. Kaçınılmaz son. Karabük maçında ise hiç saldıramadık. Sen Yusuf gibi bir kanat oyuncun varken, onu kulübede tutuyorsa ve kanatları kullanamıyorsan ve sonunda da yeniliyorsan adama sorarlar. Zamana ihtiyacımız olduğu doğrudur. Ama sen Karabük karşısında böyle futbol oynama lüksün yok. Yenilebilirsin ama ezilmeyeceksin. Tabi iki Trabzon Spor isen. 
Sanki futbolcular kendi aralarında hiç idman yapmamışlar gibi oynadı. Bunu benim mantığım almıyor. Bir hafta idman yapan bir futbolcu bile bu kadar takından ayrık oynamaz. 
Şu an elimizde 3 tane güzel forvetimiz var. Bu forvetler gol yollarında etkili forvetler. Bu adamlara gol attırmak için, bunlara top taşımak gerekir. Bu adamlar gelip orta sahadan top alıp gol atacak nitelikte futbolcular değil, waris hariç. O zaman maç içinde kanatların ve ortanın dinamo gibi çalışıp, bu adamlara top taşımaları gerekiyor. 
1990’lı yıllarda futbol oynarken, hocamız bize hep şunu söylerdi. Maçı orta saha kazanır, orta saha kaybeder. Orta saha hem defansa yardım eder, hem forvete top taşır. İşte hu felsefeden yola çıkarsak. Orta sahası ve kanatları iyi çalışan bir takım haline gelmemiz gerekiyor. 
Hele birde Onur’umuz sakatlandı ki, vay halimize. Onur’umuza acil şifalar diliyorum. İnşallah en kısa zamanda aramıza döner. 
Sonuç olarak bizler sabrederiz ama her hafta oynadığımız futbolun üzerine koyarsak, koyamazsak nasıl sabredeceğiz bilmiyorum. Bir an evvel Vahid hocanın olaya el atarak takımı toparlaması ve lige verilen arayı iyi değerlendirip, bahsettiğim taktik üzerine çalıştırması gerekir takımı. 
Yazdıklarımdan hocayı eleştirmek gibi bir niyetim yok. Sadece belki birileri okurda, hocanın kulağına kar suyu kaçırır. Başarılı günler inşallah çok yakında gelecek. Buna inanarak ve isteyerek bekliyoruz.