Buradan rahmetle anıyorum; Nasreddin hocamızın, ders niteliğindeki fıkralarından birinde dediği gibi – bana ‘ damdan düşen birini bulun “...

Benim halimden ancak o anlar!..

Aynen Trabzonspor’un içinde bulunduğu durumu anlatır gibi..

Volkan Demirel Neden Olmasın;

Durunuz, hemen celallenmeyin lütfen!..

Trabzonspor, gece gündüz hoca arıyor ya, hayatından en az bir “ yirmi seneyi ‘ götüren, bi an bile hatırlamak istemediğimiz depremde, büyük enkazı yaşayan, yaptıklarıyla tüm ülkenin en antipatik sporcularından biriyken, en sevilen karakterine bürünen Volkan Demirel  neden Trabzonspor’u çalıştırmasın ki?

O meşhur fıkrada olduğu gibi..

Düşenin halinden ancak düşen anlar..

Bu enkazı da ancak enkaz altından çıkan biri kaldırır..

Tam yerine manzara oldu sanki..

Benimkisi tabi ki bir “ İRONİ “..

Tabi ki gerçeklerin   güneşine başka pencerelerden bakılır iş ciddiye dönünce..

Hem, Volkan Demirel için Trabzonspor jübile maçı düzenlesin diye bi öneri yazısı kaleme almıştık, hatırlarsanız..

İlginçtir ki, taraftarlarımızdan  çok olumlu geri dönüşler olmuştu..

Neyse;

Trabzonspor’u diyorum; an itibarıyla içinde bulunduğu durumu tarif edecek bir kelime ile izah ediniz deseler, hiç düşünmeden, bunun adı olsa olsa  ‘ Enkaz’ olur diye yanıtlarım..

Gerçektende, insanın havsalası bir türlü almıyor, şu olup bitenleri..

Yani, Allah korusun, içi fesat bir insan hiç değilim.

Oldum olası fitneden de hep kaçmışımdır.

Lakin, söz konusu Trabzonspor olunca, bi an şöyle feryat figan edesim gelmiyor değil hani(!)..

-        Eyyy Ahmet Ağaoğlu!..

-        Eyyy Abdullah Avcı!..

Sahiden, Allah aşkına siz ne yaptınız?

Trabzonspor’u bu hallere düşürmek için, bu kadar kısa bir zaman diliminde ne yaptınız ki, bu takım, bırakın top oynamayı, ne yaptığını kendi de biliyor mu acep (?)

Sanki, freni patlamış kamyon gibi, duramıyor..

Daha, halâ üzerinde “ son şampiyon Trabzonspor ‘ unvanı bulunan bu koca camiaya ne ettiniz de bu hallere düşürdünüz?

Eminim, bir çok taraftar, ya da sessiz çoğunluk, istem dışı bir duygu ikliminde bu soru ve benzerlerini soruyorlardır..

Ki, taraftar sorar..

Karşılarında bir muhatap bulamasa da sormalıdır..

Ne üzücü ne can acıtıcı bir durum değil mi?

Daha dün omuzlarımızda taşıdığımız bu insanlardan arta kalan koca bir enkazmış meğerse..

Şampiyonluk gibi, Trabzonspor taraftarının yeni bir meydan okuma, yeniden dirilişinin dünyaya ilamının altında ne dertler çillenmişte, haberimiz yokmuş..

Sonlardan başlamak gerekirse;

Mesela!..

Düşünsenize, transfer tahtası kapalı, üstelik son anda en değerli oyuncularından biri kulübüne ihtar çekip takımını terk ediyor..

Ve o takım gelip son şampiyonu kendi evinde hallaç pamuğu gibi atıyor..

Bu ne gaflet, bu ne aymazlıktır beyler(!)

İnsan hiç olmazsa, yeni yönetime bir selam çakmak için az birazda olsa can siperane oynar..

Ama nerde...

Ortada ne bir takım var nede ortaya koyacağı bir oyun karakteri var, an itibarıyla koskoca Trabzonspor’un..

Öyle ki, son şampiyon Trabzonspor, acıların takımı olmuş..

İnanınız, söylenecek doğru kelimeleri bulup, makul bir cümle kurmakta zorlanıyorum..

Oysa mesele yenilmek değil(?)

Mesele, Trabzonspor’un genlerine yapılan ihanet..

Sahi,

Abdullah hoca, bu takımın “  GDO ‘ nu, nasıl bir anda böyle değiştirmiş olabilir ki?

Trabzonspor gibi bir takımın , genetik değişimi böyle bir anda tümden değişebilir mi?

Evet,

Sayın Avcı ve Ağaoğlu..

Her ikisi de baş tacı.

Emekleri asla unutulamaz..

Fakat, bir şeyler olmuş belli..

Ve bu olup bitenler için, başta yeni başkan Ertuğrul Doğan ve diğer yöneticilerinde mi ( o zamanlar) basiretleri bağlanmış..

Sahi, bu yönetimlerin yönetim kurulu toplantıları olmuyor mu?

Hiç mi tüm bu olup bitene sesini çıkaran olmamış, bir Allah’ın kulu da, ‘ başkanım, değerli yönetici arkadaşlarımız, gemi hızla batıyor, her yerinden su alıyor (?)

Acilen bir şeyler yapmalıyız, en azından bunu bari diyememişler mi?

Yani, tüm yönetim dilsiz şeytanı mı oynamış(?)

Asla ve kata buna inanmıyorum(!)..

İnanmak istemiyorum..

Hiç bir Trabzonsporlu, temsil hakkını elinde bulunduğu takımını göz göre göre uçuruma sürüklemez..

Gelin görün ki olmuş bir şeyler..

Binbir emekle örülen duvarın, bir kaç tuğlasını yerinden oynatınca, ördüğünüz koca duvar yavaş yavaş çökebiliyor..

Ve bu çökmeyi maalesef sizin şampiyon olmanızda durduramıyor..

En acı olan tarafı da bu olsa gerek!

Trabzonspor diyorum, sevincinde ağır, derdinde bir o kadar ağır..

Amma velakin;

Sevginde hoş, kahrında hoş..

Gerisi inan zaten bomboş..

Sonrasında, elinde bir “ ZTK “ kupası vardı, en azından Avrupa platformu için kısa yoldan, ligdeki sıralamaya bakmadan katılım hakkı olacaktı..

Bu bile oyuncuları motive etmeye yetmedi..

Çiçeği burnunda, kendi evladımız Tolunay Kafkas’ a da boyun eğdi iyi mi bizimkiler(?)

Ligde, çok kötü bir durumda olan Ankaragücü’ ne teslim olup, elindeki ‘ son kale ‘de düşmüş oldu, bordo mavili ekibimizin..

Son tahlilde..

Haddim olmayarak, bir futbol cahili olarak diyeceğim şu: Dünyanın hangi camiası olursa olsun, on – onbeş yeni transfer yaparak, sürdürülebilir bir başarı sağlamak isterse, sonu mutlaka hüsranla noktalanır..

Hele de bu mali güçlük iklimlerinde..

Yeni yönetimin işi çok zor..

Hemde öyle böyle değil..

Allah yar ve yardımcıları olsun..

Tek umudumuz, Trabzonspor’un çok büyük, çok yüce bir camia olduğuna olan inancımızdır..

Elbet, her düşüşün bir kalkışı olacaktır..

Mühim olan doğru hamlelerle sorunların kaynağına neşter vurmak elzem olacaktır..

Yönetimler bunun için varlar zaten..

Bu akşam Kasımpaşa maçını izlemeden bu yazıyı kaleme aldım..

Hem yense ne olacak ki?

Yine yeni hocası ile yeni bir hava yakalaması olası bir rakibe, bir üç puanda alın size derler diye ödüm kopmuyor da değil hani(!)..

Yoksa, yine mi hüsran oldu..

Duymak istemiyorum(!)..

Böylesi daha iyi, en azından ruh halim için..

Son tahlilde, acilen bu kötü gidişe bir dur demek gerekiyor..

Bunu da elbet başkan ve ekibi bir şekilde hal yoluna koyacak, koymalı da..

Dipnot:

Seversiniz ya da sevmezseniz..

Bu detayı atlayamam çünkü..

Geçen hafta lige ve kupaya bir şekilde yine Trabzonspor ve onun değerleri damga vurdu..

Trabzonspor efsanesi Şenol Güneş, Beşiktaş’ın başında Fenerbahçe’ye..

Çağdaş Atan ve Tolunay Kafkas Trabzonspor’a, yani eski takımlarına, farklı skor üstünlükleri sağlayarak, ilginç bir kesişmeye sahne oldular..

Futbol, sahiden de ilginç bir oyun..

İnşaAllah, bu güzel oyun  perdelerini bambaşka tatlarla Trabzonspor sevdalılarına yeniden açar..

Hadi bakalım,

Hasan Akbaş

Haberts.com