Sürprizin adı ( meğer ) Bakasetas’mış..

İçerideki Antalyaspor galibiyeti sonrası, papara gibi bir galibiyet demiştim.

Yani, bizim oralarda kabaran ekmeğe ‘ papara gibi ‘ oldu denir, halk arasında..

İçi boş dışı gayet dolgun demek..

Tıpkı Trabzonspor’un futbolu gibi..

Oyunu sönük, sadece galibiyet güzel..

İşte bu akşam, gerçek anlamda bir oyun testi olacaktı zorlu  Galatasaray müsabakası..

Sonuç, bu formsuz ve yorgun rakibi karşısında, oyundan ziyade, Trabzonspor’un kadro yapısının defoları net  bir şekilde ortaya çıktı maalesef..

Sezonun ilk büyük karşılaşmasında gülen taraf “ Galatasaray “ oldu!..

Maç öncesi Nenad hoca; Galatasaray’a sürprizimiz olacak diye beyanat verdiğini duyunca şaşırmadım dersem yalan olur..

Kendi kendime; doğru dürüst orta sahası olmayan, geri dörtlüsünün hali ortadayken, hele hele ki bütün gol umutlarını sıradan bir oyun performansı gösteren Umut Bozok’a bağlayan bir oyuncu topluluğuyla nasıl bir sürpriz göstereceğini merak ettim doğrusu hocanın..

Öncelikle şunu söylemem gerekir ki, sezonun transfer şampiyonu, ‘ son şampiyon Galatasaray ‘ı ‘, neredeyse geçen sezon ki kadrosuyla ve olabildiğince yorgun bu Galatasaray’ı yenmek şöyle dursun, gol bile atamadı Trabzonspor(?)..

Rakibin forveti girdiği üç net pozisyonun ikisini değerlendirmesini bildi ve Galatasaray’a kendi becerisiyle haklı bir üç puanı getirmesini bildi..

Şurası su götürmez bir gerçek ki, maç büyük futbolcuların üstün meziyetleriyle kazanılıyor..

Tek Ortak Yönleri Fransa..

Öyle ya, bir tarafta dünya starı ‘ Icardi ‘ diğer tarafta sıradan takımların golcüsü, ne adıyla ne cismiyle nede oyun becerisiyle takımına umut olmayacağı aşikâr “ Umut Bozok “..

Bozok – Icardi ikilisinin hiç mi ortak yönü yok:?

Elbette var..

Tek ortak yanları, ikisinin de yollarının Fransa’dan geçmiş olması..

Biri PSG, diğeri Metz(?)..

Nasıl yenmek yada nasıl yenilmemek!..

Trabzonspor’un bu zorlu deplasmandan olası bir galibiyetten ziyade, yenilmeden bu zorlu deplasmandan puanlardan ziyade puanla evine dönebilmesi için, yapacağı tek aksiyon, rakibin oyunu bozmak, uzun toplarla rakip ceza sahası yakınlarında duran toplar yada kanat ortalarla olası gol yada goller bulmak üzerine olmalıydı..

Fakat bunu talihsiz bir şekilde sakatlanana  kadar savruk Trezege ile mi?

Yada daha dün “ MLS “ ligine gidecek denilen Bardhi ile mi, yada rakibe pozisyon açan uyurgezer Bakasetas ile mi yapacaktı(?)..

Bilemedim!..

Yine de;

Oyunun belli dilimlerinde Trabzonspor rakibe yer yer baskı uyguladı..

En azından  beraberlik sayısını elde edebilseydi Trabzonspor, işte o zaman Galatasaray’ı evinde bir sekteye uğratabilirdi..

Uyursan Ölürsün..

Hülasa..

Olan oldu.

Bilmiyorum sizler ne düşünürsünüz(?)..

Bana göre, bu akşam Bakasetas takımını bir eksik oynattı ve buna ister formsuzluk deyiniz, ister dikkat dağınıklığı deyiniz, ister mutsuzluk deyiniz, Bakasetas’ın olağanüstü kötü oyunu, Trabzonspor’un bu akşam ki yenilgisinin baş nedenlerinden biriydi hiç kuşku yok ki..

Bir başka deyişle; Bakasetas uyudu, Trabzonspor kötü avlandı..

Sonra gerisi çorap söküğü misali.

Tabi..

Bireysel anlamda bir kişinin üzerine kaybedişin faturasını kesmek, fotoğrafın bütünündeki yanlışları kaçırmamıza neden olur ki, Trabzonspor’un bu kadro yapısıyla  işi gerçekten zor..

Kim iyi  oynadı yada iyi mücadele etti derseniz, ne acı bir seçim ki, insan kötünün iyisini bulmakta  nasıl zorluk çekiyor, anlatılır gibi değil inanınız..

Zaten gerisi de lafügüzaf..

Son tahlilde..

Trabzonspor için gelecek hiç olmadığı kadar çok flu...

Hasan Akbaş

Haberts