Semih Kılıçsoy’u diyorum..

Bu uşak aslen Trabzonluymuş..

Dediler..

Allah yolunu açık eylesin..

Olsa ne olmasa ne..

Hepsi bu memleketin evlatları değil mi?

İnsanı üzen tek tarafı, bir Trabzonlu civanın, bir anda ortaya çıkıp, Trabzonspor’u yaralamasıdır.

Yani, kendi kurşunuyla vurulmak  bu olsa gerek!..

Altyapı imalat departmanına selam olsun  böylelikle..

Hem onun hem tüm gençlerimizin yolunu, bahtlarını her daim aydınlık eylesin büyük Allah’ım..

Bizim, Trabzonlu topçu uşaklarında yollarını açık eyle ey büyük Allah’ım!..

Tabi, onlara inanan ve güvenen bir takım yapısı olursa..

Bazı maçlar vardır, insana bambaşka hikayeler sunar.

Bazen yokluklar içinde duru bir yol açılır önünüze de, bazen de o karanlık derin dehlizler içinde dibe çöktükçe çökersiniz..

Bu sezonun iki benzeş takımının karşılaşması da beni böyle bir paradoksa itti..

Bir tarafta gün geçtikçe eriyen bir Trabzonspor ile bir tarafta  yeni başkanı ve yanılmıyorsam bu sezon itibariyle dünya çapında ki bu dördüncü hocasıyla, Beşiktaş..

Skordan bağımsız evvela şunu söylemek gerekir, hakemler tarafından yine mağdur edilen bir Trabzonspor vardı sahada...

Ha..

Yanlı hakem hatalarına sığınıp, yenilgiyi kanıksamakta koca Trabzonspor’a yakışmayacak bir görüntü olsa gerek..

Bana göre maçın hakkı ikişer gollü beraberlikti..

Bay bencili büyük bir ustalıkla icra eden sevgili Trezeque, biraz daha etrafına duyarlı olaydı...

Hoş geldi sefalar getirmedi..

İnşaAllah önümüzdeki haftalara diyelim..

Belki bugün çok daha başka şeyleri konuşacaktık, Trezeque, şanslı gününde olaydı...diyelim..

Hoş,

O da olmasa rakip ceza sahasına kim tehdit savuracak?

Diyenlere de büyük saygı duyarım..

Eskiden diyorum, hakemi ve rakibini yenen, o bileği bükülmez bir Karadeniz fırtınası vardı, bilir miydiniz?

Yeni sezon planlaması Sn Avcı ile yapılacaksa, kaptan Edin Vìscá etrafında bir kadro mühendisliği düzenlemesi elzem olacaktır..

Lakin, Avcı diyorum, Enis Bardhi  olmadan asla takım kurmaz değil mi?

Tıpkı, kulakları çınlasın sevgili Ziya Doğan hocamın, Ayman ’sız, takım kuramadığı gibi..

Sizde haklısınız...

Santos, eline verilen bu formsuz kadro içinde, genç Semih’e  ne pahasına olursa olsun güvendi ve gemisini ( şimdilik ) boğaz yalılarına çarpmadan güvenli bir şekilde demirledi..

Avcı ise, bilinmez paradigmaların o çelişkili dünyasına yol aldı, hemde hızlı ve seri bir şekilde..

Yeni gelmedim, geri geldim dediğinin üzerinden çokta geçmeden..

Geriden ve dibe doğru...

Evet,

O demirlediği yerde hepinizin malumu, lig üçüncülüğü oldu Santo’sun..

Haftalardır ikaz ediyoruz, lig üçüncülüğü de tehlikede..

Fakat, öyle yada böyle olan oldu..

Onu diyorum ya, o uşak ‘ iki bin beşli ‘ ve Beşiktaş’ın adeta parlayan yıldızı..

Bizim uşak Poyraz Efe’de ( yanılmıyorsam ) Semih’in yaşça akranı..

Öyleyse ne?

Semih oynuyor, gollerini sıralıyor, Poyraz evladımızın ise ‘ e bebeğim eee ‘ ninnisi eşliğinde habire sırtı sıvazlanıyor..

Şunu diyorum, bazen çöküntüler size görmediğiniz fırsatları sunar..

Mesele o çöküntüler arasında çaresizliğe teslim olmak değil, bilakis o çaresizlik içinde ışığı görebilmektir...

Asıl liderlik, etkin insan olabilmenin size rücû edip etmediğinde saklıdır..

Hocam sıkça  diyor ya, pragmatik oyun sergiledik diye, bir çok kere..

Hocam hiç gerek yok alafranga söylemlere..

Ben diyorum ki, eylemler ayrıntılarda saklıdır bazen..

İşte o zaman aykırılık devreye girer ve böylece düzen ve akış sizi bambaşka yerlere evirir en nihayetinde ..

Ve o vakit takdir en gerçekçi haliyle size öngördüğü payeyi verir..

Neyse hadise başka yerlere gidiyor..

Hep diyorum yine diyeceğim; Ertuğrul başkan elini taşın altına koymuştur.

Hatalıdır, değildir..

Hele ki, gerek dünya gerek ülke konjonktüründe, ekonominin allak bullak olduğu bu dönemde, her kim Trabzonspor için görevde olup, çaba sarfediyorsa, baş tacıdır..

Son tahlilde,

‘ Hangi gün var ki, akşamı görmemiş..

Ve hangi gece var ki, sabahına kavuşmamış olsun “..

O halde hepinize,

Bordo bir gecenin sabahında, mavi bir gerçeğe uyanmanız temennilerimle..

Hasan Akbaş

Haberts.com