Yanlış anlaşılmasın, dün akşam her hattıyla Beşiktaş’ı sahadan silen, ezen  taş gibi bir Trabzonspor izledik..

Hülasa, Beşiktaş adeta adının hakkını vermek şöyle dursun, tabiri caizse pamuktaş gibiydi ve Trabzonspor, rakibinin bu durumundan faydalanmasını iyi bildi..

Yani demem o ki, dün akşam ki Trabzonspor, ligimizin en kolektif futbolunu oynuyor denilen Beşiktaş’ı adeta hallaç gibi pamuğu attı kenara..

Öyle bir maç izledik ki, birden fazla hikayesi olan, aynı zaman da; son yıllara damga vuracak taraflı tarafsız herkesin takdirlerini hak edecek bir Trabzonspor izledik diyebilirim..

Yoksa diyorum, bu izlediğimiz gelecek günler adına sadece bir fragmandan mı ibaretti?

Emeği geçen herkesi tebrik eder, başta Nenad Bjelica olmak üzere en kalbi teşekkürlerimi sunarım..

Bu öyle bir galibiyet ki, tüm otoriteleri ( tabi yanlı İstanbul basınını ) adeta mort etti..

Yani, futbol anlamında tüm tespitlerini “ öldürdü “

Her Yerde Olan Hiç Bir Yerdedir..

Sanırım, ünlü oyun yazarı Lucius  Annaeus Seneca’ya ait olan, lakin daha çok bizim coğrafyamıza pek bir uyan, ilk başta bizim sufi düşselliklerimizden gelen bi söz gibi, neyse..

“Bir yerde olan her yerde. Her yerde olan hiç bir yerdedir..”

Hani diyoruz ya, futbol sadece futbol değildir..

Dün akşam Trabzonspor ve Beşiktaş’ın oyununda bu felsefi söz takıldı aklıma..

Öyle ya, Beşiktaş öyle bir başladı ki oyuna, sanırsınız asıl Karadeniz fırtınası onlar, Trabzonspor ise sıradan bir Anadolu takımı gibi, hatta evinde değil de, deplasmana gelmiş gibiydi..

Yani, Beşiktaş sahanın her yerinde, fakat aslında hiç bir yerinde, Trabzonspor ise, bir yerde lakin aslında her yerde gibiydi..

İlk çeyrekte  top sürekli rakibindeyken, Trabzonspor adına topu ancak  rüyasında görecek diye düşünmedim değil..

Ve tüm bunlar yaşanırken Nenad hocanın sakin ama her an bi şeyler olabilir havasındaki beden dilinden gözümüze yansıyanlar..

Endişeye mahal yok der gibiydi, hocadan özellikle bana yansıyan ana görüntü..

 Onun için Onuachu..

Hatırlarsanız, ligin daha başında; “ İstanbul ekipleri hazır yine Avrupa cephesinde cebelleşirken, Trabzonspor yönetimi aklını kullanıp, gerekli ve yerinde hamleler yaparsa, neden ( şampiyon ) olmasın!!..

Diye dilimin döndüğünce belirtmiştim..

Tabi ki, koskoca Trabzonspor başkanı biz dedik diye değil, lakin ortak bir akıl etrafında toplaşıp, dere taşmadan gerekli hamleleri yapmasını bildiler..

Ve sonuç..

Dün akşam, Mendy, Onuachu, Berat’ın bir anda  takımın çehresini nasıl değiştirdiklerini gördük..

Bazen bir futbolcu çok futbolcudur..

Bir oyuncu tüm takımın çehresini değiştirir..

Üstelik bu topçular daha bir kaç antrenman yapabildiler arkadaşlarıyla..

Burada hoca ve ekibi, istek ve beklentilerini oyuncularına mükemmel empoze etmiş doğrusu..

Onlar da hocalarının istediklerini harfiyen yerine getirdiler..

Varsın Onuachu ağır olsun..

Topu saklıyor ve arkadaşlarına zaman kazandırıyor mu(?), bu durumun, üçüncü bölgede çoğalmak isteyen arkadaşlarına boş alan ve zaman konforu sağlaması bile, Bakasetas, Edin ve Trezegeut, Ömür ve Enis Bardhi için muhteşem kazanımlar sağlaması muhtemeldir..

Batista Mendy Böyle İstedi..

Sessiz sedasız geldi ve tüm Akyazı’yı kendine oynadığı güzel ve akıllı oyunla hayran bıraktı.

Öyle ki, büyük oyunuyla sesini duyurdu...

Daha ilk maçında, sanki kırk yıllık Trabzonsporlu gibi oynadı..

Pozisyonların mimarı oldu..

Demem o ki;

İstedi, oynadı, oynattı..

Yani,,

Kimseye haksızlık etmeyelim..

Dün akşam herkes görevini yaptı..

Tutanından, atanlarından, pasörlerine kadar..

Herkes ve goller muhteşemdi..

Sürmene Çakısı Baniya

Bir parantez de “ Rayyan Baniya “ için..

Rakibin tüm ataklarına bent oldu neredeyse..

Adeta “ Sürmene çakısı “ gibiydi..

Hocası, gerek kösele, gerek elinde masatla iyi bilemiş Baniya’yı doğrusu..

Mükemmel kesiciliğini izletti bizlere..

Kınında durmadı desek hiçte abartmış olmayız iyi mi..

Bu oyun, daha doğrusu bu sabırlı ama yer yer ısıran, futbol kuralları dahilinde bu sert ve dominant oyunun sürdürülebilir olması inanın bana Trabzonspor’u çok başka yerlere taşıyacaktır..

Daha durun bakalım, Nicolas Pepe sahne alacak değil mi?

Şimdi İtidal Zamanı.

Günün sonunda, kazanılan sadece bir “ üç puan “ ..

Lakin, tüm camianın böyle bir büyük maç kazanımına ihtiyacı vardı.

Takım iyi bir ivme yakaladığında, Bakasetas’ın mutsuzluğu, Edin Viscà’nın, yalnızlığı, Trezeguet’in dağınıklığı yerle yeksan olacaktır diye düşünüyorum..

Hatta, çok ütopik   olacak, Umut Bozok bile bu kadroda sırıtmayacaktır..

Son söz, Beşiktaş’ın kendi içsel formsuzluğunu bahane edip, bu kutlu galibiyeti sıradanlaştırmak isteyenleridir sözümüz..

Dün gece Nenad hoca, Beşiktaş’ı iyi avladı diyebiliriz..

Filhakika, başka bir deyişle,  sahte okeyleri verdi rakip meslektaşına, lakin günün sonunda asıl okeyler bende, hemde çift okeye döndüm der gibi dedi ve istediğini almasını bildi..

Üzgünüz, başta değerli rakibimiz Beşiktaş’ı ve kıymetli hocası Şenol Güneş hocamızı ve Burak Yılmaz kardeşimizi..

En çokta, kendi adıma, yanlı İstanbul medyasının değerli yorumcularını hayal kırıklığına uğrattığımız için çok “üzgünüm

Böyle bağlamayalım isterseniz(!)

Ne diyelim(?)

Şimdi onlar düşünsün!!

Hasan Akbaş

Haberts.com