Öncelikle, “ Ziraat Türkiye Kupa “ maçında genç ağırlıklı kadrosuyla tur atlayan  Trabzonspor’u tebrik ediyorum..

Kıymetli hocamız Abdullah Avcı’nın dediği gibi, “ ortada bir kupa varsa, Trabzonspor o kupaya her zaman taliptir “..

Avrupa’ya açılma yolunda en kestirme yol olan Ziraat Türkiye Kupasında, Trabzonspor’a  başarılar dilerim..

Keşke her daim futbolun saha içine odaklanabilsek, lakin bu pek mümkün olmuyor maalesef..

Milletçe öyle garabet dolu iklimlere gebe kaldık ki, her gün yeni bir acıya gark olmamak elde değil..

Adeta koca dünyayı nefes alamaz hale getirdiler..

Özellikle de bizim coğrafyamızı acının binbir türüne buladılar..

Bizi nefessiz bırakıp, bir kaşık suda boğmak istiyorlar!

Bir yandan Gazze’de yaşanan insanlık dramı, bir yandan gencecik fidanlarımızı yağız toprağa verdiğimiz elem dolu hadiseler..

İşte bu ahvâl içinde  her bir şey, her bir  uğraşı insana malayani gelmekte..

Hoş, futbol dünyasında öyle skandallar meydana geliyor ki, insanın zaten futbolu izlemeye takati kalmıyor.

Zaten, ortada kirlenmiş ve iflas etmiş bir düzen var..

Lakin, hayat bir şekilde devam ediyor..

Biz diyorum, koca bir ülkeyiz..

Dünyanın sessiz kaldığında bizim feryadımız başlar..

Ki, o vakit, durdurabilene  aşk olsun..

Fert olarak, birey olarak yılgınlık gösterirsek, düşmanın ekmeğine yağ sürmekten de kendimizi beri eylemeye gayret etmeliyiz diye düşünüyorum..

Felaketlere yelken açan dünyamızda, söz konusu futbol olunca, hele bunun mihenk taşlarından birinin de ülkemizde Trabzonspor olduğundan hareketle, insan bir anlıkta olsa kendine yaşama tutunacak dal buluyor..

Şükürler olsun..

Onu diyorum ya; malumunuz futbol dünyasında dönen entrika ve skandallarda şükürler olsun ki, Trabzonspor’un adının bir harfinin dahi geçmemesi, bordo mavi renklere sevdalı biri için bana hak verirsiniz, şampiyonluk kadar değerli bir kazanımdır diye düşünüyor ve mutlu oluyor, bol bol gurur duyuyorum..

Özel ve tüzel illegal hiç bir isme ve fonlara tamah etmeyen ve etmeyecek olan tüm paydaşlara helâl kazançlar temenni ediyorum..

Saha içine dönecek olursak; malumunuz Trabzonspor bu sezon özelinde de beklentilerin altında kaldı maalesef..

Özellikle iki şampiyon adayının ligin zirvesine demir atması, ister istemez ligimizin izlenilirliğinin alt seviyelerde kalmasına vesile oldu..

Mamafih, bu lig öyle ya da böyle tamamlanacak..

İnşaAllah, Trabzonspor seneye bu durgun hallerinden, ivedilikle fırtınalı günlerine dönecek hamleler yapacaktır..

Ertuğrul başkan ve değerli yönetim kuruluna başarılar dilerim..

Bu yazının bir diğer yazılış gayesine dönüyorum:

Sevgili arkadaşlar, hepinizin malumu, sahalarımızda görmek istemediğimiz kötü bir hadise gerçekleşti geçen hafta Antalya’da!..

Burada kimlerin ihmali var, kimler suçlu(?)..

Bunu sorgulamak benim haddime düşmez..

Fakat, başından beri yukarıda da izahına gayret ettiğim üzere, tarihi değerlerini ve aslolan kuruluş amacına olan bağlılığından asla ödün vermeyen  Trabzonspor penceresinden bakınca, bu müsabakanın yeniden oynanmasını yeğlerim kendi adıma..

Kaldı ki, bu maç ister Trabzonspor’un hükmen galibiyetiyle ( ki Trabzonpor asla böyle bir sonucu içine sindirmez ) karara bağlansın, ister oynanmış haliyle onanmış olarak ( ki bu konu hakkında bir gelişme yok gibi ) sayılsın, Antalyaspor’un  ve Trabzonspor’un oynanmış maçına terörist bir eylemin damga vurması, temiz suyu bulandırmıştır..

Doğru bir tabirle bu maça “ necis “ bulaşmıştır bir kere..

Şunu diyorum, bu maça bulaşan ve adını dahi anmak istemediğim o terör sevici futbolcunun izlerinin hiç bulaşmadığı bir karara imza atılsın ve  bu kötü anıyı hafızalardan silmek adına bir hamle yapılsın..

Hiç bir şey yapılmıyorsa, maç golsüz beraberlikle tescil edilsin.

Ki, o malûm ülke vatandaşı sporcunun golü kayıtlardan silinsin.

Hem Antalyaspor’un da bu kirli golle puan aldığına içinin sinmediğine inanıyorum..

Hem böylelikle onun attığı gole biz tarihi diplomatik bir golle karşılık verelim..

Bunu Filistinli çocuklar adına yapalım..

Hülasa, yeşil zemine bulaşan bu necis ile abdest alınmaz, alınsa da geçerli olmaz..

Düşünelim,,

Görüldüğü üzere, Türk futbolunda son durum, ‘malumun ilamı ‘durumudur..

Sürekli değişen kararlar, takımların birbirlerinden her yönden kopuklaşması gibi..

Her yeni bir yıla girilirken hiç bir şeyin yenilenememesi de bizim ülkemize has  bir durum olsa gerek..

Tüm  bu olumsuzluklara rağmen futbol paydaşlarına ve gönül verdikleri camialara en içten başarılar dilerim..

Trabzonspor’a da hem ligde hem kupada, güzel oyunla  harmanlanmış, sonuçtan ziyade sevenlerini keyfe gark edecek oyun kazanımları izletebilmesini canı gönülden dilerim..

Düşmanlık demeseydi keşke..

Trabzonspor’un dünya çapındaki biricik efsanesi sevgili Hami Mandıralı’nın, hafta içinde sarf ettiği söylemler bir çok kesimden olumlu – olumsuz tepkiler aldı..

Bana göre, düşman kelimesi yanlış oldu..

Bunun yerine, Trabzonspor’u kıskanıyorlar, çekemiyorlar deseydi, söylemler belki karşı muhataplarını çok üzmezdi diye düşünüyorum..

Hele ki, içinde bulunduğumuz şartlar düşünüldüğünde, ayrıştırıcı söylemler yerine, daha birleştirici söylemler dile getirebilirdi sevgili Hami kardeşimiz..

Zaten, bizi her konuda ayrıştırmak istiyorlar..

Kitleleri peşinden sürükleyen futbol, tam  o kesimlerin ekmeğine yağ sürmekte..

Şu bir gerçek ki, Trabzonspor Anadolu futbolunun yegane önderidir..

Önderler her daim birleştirici misyonlarıyla saygınlık kazanırlar..

Şu da bir gerçek ki, çevre illerde o kadar çok Trabzonsporlu var ki, Trabzonspor bugün geldiği noktaya o taraftarlarının da desteğini alarak gelmiştir..

Ve Hami ismi bir neslin her kesimden çocuklarına isim seçimi olmuştur..

Son tahlilde, Hami Mandıralı artık toplumda kanaat önderi olacak bir pozisyondadır..

Ben, niyetinin halis olduğuna kaniyim..

O her kesimin futbol efsanesidir ve hep böyle kalacaktır tüm belleklerde..

Gerisi lafügüzaf..

Hasan Akbaş

Haberts.com