Memlekete kar geldi, bir o kadar da  bereket  geldi yanında!..

İstanbul’da, son yıllarda hiç olmadığı kadar kar yağarken, acaba maç tehir edilir mi diye düşünmedik değil(?)..

Şükürler olsun, korkulan olmadı ve maç normal seyrinde başladı.

Öncelikle, iç donduran İstanbul’u gerek Galatasaray’ın ilk yarıdaki etkin oyunu, gerek Trabzonspor’un ikinci yarının son yarım dilimindeki dominant oyunu tüm şehri ısıtmaya yetti diyebiliriz..

Deplasmandaki Sivasspor ve içerideki Giresunspor maçlarındaki ilk yarılardaki düşük profilli oyun dün akşam Galatasaray karşısında yeniden nüksetti.

Fatih Terim sonrası yeni hocasıyla üçüncü maçında lideri yenip, yeni bir ivme yakalamak isteyen Sarı Kırmızılı ekibin, neredeyse bu hedefine ulaşmasına ramak kalmıştı..

Ki, ikinci yarıdaki Abdullah Avcı’nın oyuna müdahalesi galibiyete ulaşmasına sayılı dakikalar kalan rakibini adeta alabora etti..

Yiğidi öldür hakkını ver misali, ilk yarıdaki Galatasaray performansı gerçektende kimsenin beklemediği bir gelişme oldu.

Hele ki Uğurcan’ın mucizevi bir kurtarışla rakibe ikinci gol şansını vermemesi, Trabzonspor için adeta bir kırılma anı oluyordu.

Saçına Gösterdiği Özen;

Genelde futbolcu hedef göstermek tarzım değildir.

Lakin, Berat öyle bir düşüş içinde ki, Abdullah Avcı’nın Berat müdahalesini daha erkene çekmesi kimseyi şaşırtmazdı diye düşünüyorum.

Öyle ki bu haliyle asla Trabzonspor’un ilk ‘ on birinde ‘olmayı hak etmiyor..

Marek Hamsik bu yaşında yokluğunu hissettirtiyorsa, Berat’ın bunu çok iyi analiz etmesi ilerideki futbol yolculuğunda yanına alabileciği en değerli yol azığı olacaktır hiç kuşku yok ki..

Yani demem o ki, sevgili Berat, biraz saçlarına gösterdiği özeni futboluna gösterse, bundan hem kendisi hem takımı hemde Türk futbolu büyük kazanç sağlayacaktır..

Sen bu performansla sınırlı değilsin Berat kardeşim..

Başında, belli  bir sistemi olan bir hocan var..

Bu senin için çok büyük bir şans...

Bu maçın gerçektende taktiğinden  ziyade, beni bireysel anlamda takım bütünlüğünün işler kötü gidince nelere kadir olduğunu bir kere daha göstermesi daha çok alakadar ediyor.

Amatör ruh geri döndü;

Futbol denilen oyun her ne kadar global bir sermaye akışına dönüşmüş bir spor branşı olsa da, futbol, hele bizim ülkemizde, hele ki Trabzonspor camiası için hala bir temaşa sanatı.

Ben dün akşam bunu gördüm Trabzonspor’u izlerken.

Nwaekame’nin, kaleyi tutturamadığı bir pozisyon sonrası, başını yerlere vururcasına kendini paralaması benim gözümde öyle değerliydi ki, işte takımdaşlık ruhu bu dedim, kendi kendime.

Keza, Bakasetas’ın hafta içinde bulunduğu o ruh halinden yine bu birlik ve beraberlikle çıkması, kaydettiği jeneriklik gol ile talihine bir meydan okurcasına gözlerinden okunan o azmiyle, bütünün çok değerli bir parçası olabilmeyi başardı.

Öyle ki;

Futbolcuların gözlerindeki inanmışlık biz taraftara da sirayet ediyor.

Bunu için, maçı uzun bir süre yenik götüren Trabzonspor dedim, neden Beşiktaş maçında olduğu gibi oyunu son anda lehine çevirmesin(?)

Netekimde öyle oldu!..

Şunu demek istiyorum; Trabzonspor o son dakika kırılganlıklarını artık mazide bıraktı.

Bu en büyük değişim aslında başlı başına.

Yani, yenilir, yener.

Şu bir gerçek ki, oyunun son anına kadar oyunu bırakmayan ve golü son ana kadar koklayan  bir Trabzonspor var artık..

Dün akşam özetle şunu yaptı Trabzonspor; rakibini uyuttu ve son anda artırdığı baskıyla rakibini hataya değil, “ rehavete zorlayıp ‘ çilingiri Bakesatas  ve kanatların prensi  Vìscá ile şampiyonluk yolunda çok değerli bir üç puanı alıp, adeta eşik atladı.

Çünkü, her şeye rağmen karşınızdaki takım Galatasaray ve ayağa kalkacağı, tüm camia olarak yeniden geleceğe güven ve umutla bakabilmek için bu maçı, lider Trabzonspor’u yenebilmeyi tek çare olarak görüyorlardı.

Böyle maçların, bilirsiniz asla favorisi olmaz..

Dikkat Edîn kanatlar Vìscá’dan sorulur:

Hoşgeldin Edìn Vìscá..

Trabzonspor için ne elzem bir güç olduğunu, dün akşam ki akıl dolu gol vuruşunla süsleyip tüm futbol dünyasına bir kere daha gösterdin..

Ve Ahmetcan;

Sanki ‘kırkyıl’dır abileriyle yüzlerce maça çıkmış gibiydi.

Sakinliği, oyun aklı ve oyun görüşü muhteşem bir neferini daha Trabzonspor ve Türk futboluna kazandıran herkesi tebrik ediyorum.

Siopis ile beraber adeta oyunun gidişatını değiştirdiler..

Anlatacak o kadar şey var ki, sıra gelmiyor yazmaya.

Bu haftada Puchacz’ı anlatmaya zaman kalmadı yine..

Yüzü biraz, yaşı bizimle  denk olanlar hatırlarlar, efendiliği ve profesyonelliği ile gönüllerde taht kuran vatandaşı Jarek Cyzio’u hatırlattı..

O da yanılmıyorsam yıllar önce bir Galatasaray maçında son dakikalarda gol atıp, takımını olası bir mağlubiyetten kurtarmıştı..

Nice 61.ci maçlara..

Abdullah hoca Trabzonspor ile 61.ci maçına çıktı.

Bunu da galibiyetle taçlandırması geceye ayrı bir anlam katmış oldu..

İnşaAllah daha nice “ 61.ci “ maçlar görür..

Ve görüldü ki hoca tribünde değil, takımının başında olduğunda her bir şey daha güzel oluyor!..

Bu arada  geçen haftalarda puan kayıpları olmasa idi, hesaplarıma göre puan tablosunda lider olarak “ 61’i görecektik..

Şimdi iki galibiyet bir beraberlik gerekiyor sanırım..

Lakin, gönül her maç üç puanla sonlansın istiyor.

Varsın üç maç sonra ‘ 62 ‘ olsun..

Yeter ki yolun sonu güzel olsun..

Hasan Akbaş

Haberts.com