Trabzonspor’u 20 yıldır yakından takip eden bir gazeteci olarak bordo mavili takıma gönül veren taraftarları bilgilendirmek istiyorum.

Yazarken, araştırıyorum. Tarihe tanıklık etmiş isimlerle birebir konuşup bilgiler alıyorum.

Futbolun, bundan 30 yıl önce oynanan bir spor olmadığını net görüyorum.

30 yıl önce futbolcuların takımlarına aidiyet duygusu ekonominin önündeydi. Şimdi ise menajerler, menajer yancısı gazeteciler, futbolcuların kafasını karıştıran rakamların döndüğü bir spor dalı futbol.

Durum böyle olunca yıllar önce yönetilen takımlar gibi, günümüzde takım yönetmek imkansız hale gelmiştir.

4 büyüklerin günümüzde taraftar gelirlerine baktığımızda;

Galatasaray ve Fenerbahçe’nin yıllık Trabzonspor’dan 300 Milyar TL fazla gelirinin olduğunu görebiliyoruz.

Şimdi şunu diyebilirsiniz; “Galatasaray gibi başarı gelse bizde de olur.”

Çok yakın tarihe gidelim, Trabzonspor 2021-2022 sezonunda şampiyonluğu kazandı.

Şampiyonluğun geldiği sezonda Trabzonspor’un elde ettiği gelir, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin 10’da 1’i kadar olamadı maalesef.

Şimdi bu gerçeği görerek hareket edilmeliydi ve Trabzonspor’u yönetenler de bu gerçek ile yüzleşerek yoluna doğru şekilde devam ediyor.

Trabzonspor’u yönetenler, bu sezona başlarken PR’ı yüksek dünya yıldızı takıma getiremez miydiler?

Getirirdiler elbette. Hem de “büyük başkan” tezahüratları ile şovun kralını da yapabilirdiler.

Süper Lig’de Trabzonspor şampiyon olsa dahi, takımın geliri sadece bir yıldızın giderini karşılayabilir mi? - Hayır.

Yazının başında söylediğim gibi örneklemeler ile devam edelim, bundan 20 yıl önce haberts.com’da gazeteci adayları bir kuruş talep etmeden çalışmak istiyordu. Kendini göstermenin mücadelesini veriyordu. Günümüz de ise maaşını düzenli alamayan çalışmıyor. Yani demem o ki, devir değişiyor artık ekonomi, bütün iş dallarında aidiyet duygusunun önüne geçmiş durumda.

Örneğin bankaya 100 bin tl borcunuz var. Bunun 6 ay süre ödemesini yapamadığınız durumda, bu borç 200 Bin TL’nin üzerine çıkıyor.

Trabzonspor’un ise 10 Milyar TL'nin üzerine çıkan borcu vardı. Yıllardır ödenmeyen vergi borçları artık son raddesine ulaşmıştı. Bir Trabzonsporlu çıktı ve bu yükün altına girdi.

İkinci bir Trabzonsporluyu ise o süreçte göremedik.

“Bu kadar borcun altında Trabzonspor’da yönetici bile olunmaz.” Diyen çok sayıda iş adamı da gördük.

Bugün Uğurcan Çakır’ın satışından gelen rakamı, şov transferine harcamayarak borcu 3 Milyar TL’nin altına düşüren yönetimi eleştirenler büyük hata içerisindeler.

Black Card projesi hayata geçirildi. Çok sayıda avantajları var, Trabzonspor’un bu projeden elde ettiği gelir, standart bir futbolcunun yıllık giderini karşılayamıyor. Böyle bir proje, Galatasaray ve Fenerbahçe’de gerçekleşmiş olsaydı elde edilen geliri de Ertuğrul Doğan’a verselerdi şuanda Süper Lig’de zirvenin hakimi olan bir takımı oluşturmuştu.

Meslek hayatım boyunca başkanlar ile birebir diyaloğu olan gazetecilerden biriyimdir. Belki de en az diyaloğum Ertuğrul Doğan ile olmaktadır. Bütün başkanlar ile özel sayısız röportajım varken, Ertuğrul Doğan ile şuana kadar bir tane yok.

Bana bir tane özel röportaj ile destek vermeyen Ertuğrul Doğan’ı değil, Trabzonspor’u doğru yöneten Trabzonspor Başkanını savunmaya devam edeceğim.

Kişilerle, kişisel sorunlarınız olabilir. İletişiminizde kopukluklar olabilir. Fakat Trabzonspor’a gönülden bağlı iseniz, kişisel sorunları bir tarafa bırakarak doğruları öğrenmeli ve görmelisiniz ki takımın günü değil geleceği kurtulsun.

“Ertuğrul Doğan ekonomik başarılı, sahada başarısız.” Şeklinde yorumlar da okuyorum.

Bu yorumlar o kadar fazla ki, başkan da katıldığı programlarda bu yorumlara hak vermeye başlamış gözüküyor.

Başkan, sosyal medya bir algı dünyasıdır. Gerçekler ise çok farklıdır, bunu unutmamalısın.

Gerçekler nedir?

Gelir seviyesine göre Trabzonspor’un kurduğu kadro, hakem hataları olmasaydı geçen sezon zirvenin ortağıydı. Geçen sezon da takımın bütün motivasyonu hakem hatalarıyla beraber kırıldı. Bu sezon takımın yaş ortalaması da ortada. Süper Lig’in en genç takımını oluşturdu Trabzonspor. Ve zirvenin ortağı durumunda.

“Trabzonspor bir futbol kulübünden fazlasıdır.” Sözünün hakkını da fazlasıyla veren bir yönetim var. Bir bakıyoruz, Muş'un bir köyünde Trabzonspor formalı çocuklar, bir bakıyoruz İstanbul'un bir köyünde bordo mavi renkler, Türkiye'nin dört bir köşesinde forma alma imkanı olmayan öğrencilerin üzerlerinde şanlı Trabzonspor formalarımız.

Trabzonspor U19 takımı Avrupa’yı salladı ve Barcelona ile final oynadı. Bu bir saha başarısı değil midir?

Trabzonspor Basketbol Takımı, Süper Lig’e çıktı ve 3’te 3 yaptı. 4. Karşılaşmasına çıkıyor. Bugün Trabzon’da yazdan kalma bir hava var. Biletler de 100 TL’den satışta. Peki kaç tane Trabzonsporlu takımına destek olacak? Tabi ki, salonunun günlük gideri karşılanacak gelir bugün gelmeyecek.

Buna rağmen iyi bir takım kurarak, Trabzonspor ismini başarıyla temsil ettirmek isteyen bir yönetim var. Bu bir yönetimin saha başarısı değil midir?

Dün Trabzonspor’un boksörü ülkemize şampiyonluk yaşatarak ülkemize dönüyor. Bunlar saha başarı değil mi?

Trabzonsporlu taraftarlara, Trabzonspor’un her yerde olduğunu göstermenin mücadelesini veren bir yönetim var.

Tabi ki bu da ekonomiye dayanıyor. Bunun da üstesinden başarıyla geliyorlar.

Faizler ortadadır. Gelir seviyesi ortadadır.

Buna rağmen Trabzonspor’un borcu düşüyor, yönetenler projeleriyle kulübe katkı sağlamaya devam ediyor. Hakem hatalarına rağmen zirvenin ortağı olan bir Trabzonspor var.

Ve başka da Trabzonspor yok!