Mutlak kazananının Trabzonspor olması gereken bir karşılaşmaydı, bu akşamki zorlu maçın asıl anlatılacak hikayesinin  özü.



Her iki ekipte oyun içinde zaman zaman beklenen tempolarını gösteremeselerde, Trabzosnpor'un yine rakiplerinden hemde  en ciddisini elinden bir şekilde kaçırmaması gerekirdi.



İlk yarıyı lider bitiren bir takımın karşısında daha üretken bir oyun performansı göstermekten uzak kalan bordo mavili ekip, muhteşem seyircisinin iteklemesiyle oyunun son çeyreğinde bir şeyler yapmak istesede, final ayaklarının yetersizliğinden olsa gerek, bir akşamı daha hüsranla tarihinin tozlu sayfalarına gömüyordu.



Alanzinho'nun biraz daha oyuna erken katkı vermesi sağlansaydı, bu akşam Trabzonspor gelecek adına daha çok söz sahibi olabilirdi diye düşünüyorum.



Adrian, Henrique ve Halil'in daha çok forvet arkası oyuncular olması ve özellikle Halil ve Henrique'nin yorgunlukları Şenol Güneş'in ilerde bir tek Olcan ve Adrian'ın şutör özelliklerine bel bağlamasına neden  oluyordu!



Görüldüğü üzere bütün şutların dönme olasılığını değerlendirecek bir forvetiniz yoksa, Galatasaray gibi takımlara gol atma yüzdeniz o kadar zayıflar.

Aslında bu akşam tam Janko'ya göre bir oyun şekli vardı!

Ağırlaşan zeminde dönecek bütün toplara Janko'nun duvar olması Trabzonspor'a çok şeyler kazandırabilirdi.



Artık bu karşılaşmaya dair söylenecek fazla bir şey yok!

Kazanmayı çok isteyen Trabzonspor'un hala bloglar arası kopuk kopuk süren bir oyun şekliyle, yenilmemesi  iyi bir sonuç gibi algılansada, lige verilen arada;  Şenol Güneş ve talebeleri her şeye yeni baştan başlaak, yeni ve sağlıklı bir oyun perfonması stratejisi geliştirmek zorundadırlar.

Mental ve fiziki olarak bir çok oyuncusundan yeterince faylanamayan Trabzonspor, ikinci yarıda gerekli aksiyonları mutlaka alacaktır diye umut ediyorum.



Yoksa teselli ve anlık günü kurtarmalarla sıradan bir takım olmaktan sıyrılamayacak bir Trabzonspor izlemek ve izlettirmek, futbol adına yapılmış en büyük ihanet olacaktır!...



Hep tesellide bir yere kadar...


- - -