BU SESE KULAK VERİN,LÜTFEN !!!
Değerli okuyucularım hepinizi yürekten selamlıyor, kucak dolusu sevgiler sunuyorum..
Evet bir seçimli genel kurulu daha arkada bıraktık, tüm camiamıza hayırlı olsun inşaallah. Ben açık yürekli biriyim ve kimseden de çekinmem arkadaşlar. Seçimde inandığım, işin ehli olduğunu bildiğim için Celil HEKİMOĞLU’NU sonuna kadar destekledim. Asla pişman olmadım ve olamazdım da..
Olaya ne siyasi, ne de başka bir pencereden bakmadım. Trabzonspor’un gerçekleriyle örtüştüğü ve o açmazları bir ölçüde de olsa halledebileceğini düşündüğüm için destekledim. Çünkü Hekimoğlu Trabzonda oturuyor, futbolun içinden geliyor, 70’li ruhu taşıyor ve Trabzonspor’umuzun yapısal sorunlarını biliyor olduğunu inandığım içindi bütün kavgam. Olmadı, olamadı kaybettik lakin bu bir son değil, bir başlangıcın işaretiydi aslında. Şunu gördük ki yarınların en güçlü başkan adayı Hekimoğlu’dur, kim ne derse desin bu kesin..
Biz gelelim asıl meseleye “Yapısal reformlar” dediğimiz olmazsa olmazlarımıza, ya da aksine açmazlarımıza. Değerli arkadaşlar, Trabzonspor’un bir sürü açmazı var; kaliteli oyuncunun gelmeyişi, kent takımı oluşu, kısır döngü çekişmeler, sosyal çevresinin zayıflığı, federasyonla olan ilişkileri, basın ve medya tarafından üvey evlat muamelesi görülmesi, lobisinin zayıf olması, maddi imkansızlıkları, siyasi baskılar, zengin yöneticilerin azlığı, istenilen başarının elde edilememesi ve vitrin şehir olmayışından kaynaklanan sosyo-ekonomik sorunlar vesaire..
Sorunları biliyoruz bilmesini de çözüm ne onu konuşalım isterseniz. Çözüm basit ama hayata geçirilmesinin önündeki  insan kaynaklı sorunlar aşılırsa şayet. Kardeşlerim, Trabzonspor’un  acilen kurumsal yapısını tamamlaması ve bu kurumsal yapının içerisinde ki sistem anayasasını oluşturması zorunluluğu vardır. Yani dört kıtada milyonlarca müşterisi olan bir kurum nasıl idare edilmesi gerekiyorsa öyle. Koca şirketi seçimle işbaşına gelen yönetimin görgü ,bilgi, tecrübe ve yönetimsel anlayışına terk etmek akıl dışıdır. Trabzonspor’un en büyük  sorunu iyi yönetilememesi ve kötü yönetime bağlı görev zararlarıdır. Sonra ne oluyor, iş bilmez yönetimler milyonlarca borcu, Trabzonspor’un kucağına bırakıp gidiyor. Ne sorumlulukları var, hiçbir sorumlulukları yok ve hesap da soramıyorsunuz. Oysa profesyonel  kadroların yönettiği, yetki ve sorumlulukların devredildiği bir kurumsal yönetim anlayışı tüm olumsuzlukları ortadan kaldırır. Başarı ve başarısızlığın ölçülebildiği, normlarının olduğu bir çağdaş anlayıştan bahsediyorum. Kurumsal yapının içerisindeki sistem anayasasında, aday olacak başkan ve yönetimlerden delegasyona, çimlerin boyundan scoutlara, oynayacağınız sitemden transferlere, alacağınız hocadan altyapıya, ürün satış mağazalarından taraftar gruplarına, il ve ülke bazında amatörlere, pilot bölgelere, takımlara  kadar iğneden ipliğe her şeyin kriterlerini, kıstaslarını oluşturacaksınız. Mesela şunu yapacaksınız; Trabzonspor hangi tür oyuncu ve hocayla başarılı olabilirin cevabını araştırıp, inceleyip bulacak ve transfer sisteminizi ona göre belirleyeceksiniz. Altyapı ve amatörden neden oyuncu çıkmıyor, sorunlar nelerdir  kalıcı çözümler bulacak ve sisteminize dahil edeceksiniz. Mesela Trabzonspor’un bir futbolcu arşivi, izlenen takip edilen oyuncularla ilgili bir takip merkezi var mıdır? Ligleri inceleyen, takımları analiz eden bir “futbol laboratuvarı” var mıdır. Ya da daha basit bir soru sadece Trabzon’da kaç tane amatör kulüp ve amatör lisanslı futbolcu vardır diye sorsam bana ne cevap verirlerdi acaba? Mesela o amatör kulüplere ayni ve nakdi yardımlarla, pilot kulüpler oluşturarak, Trabzonspor’a futbolcu kazandırabilmenin planlaması hiç yapılmış mıdır. Amatör can çekişiyor, amacından çıkmış bir halde didinip duruyor haberiniz var mı? Hani biz futbol kentiydik, futbolcu deryasıydık, hani nerde? Bir yerlerde hata yapıyoruz ama nerde kimse bilmiyor, neden acaba? Birilerinin işine gelmediğini iyi biliyoruz, bulanık suda balık tutmaya bayılıyor ya  bu arkadaşlar??? Susun, sakın ses çıkarmayın herkes kendine göre nemalanıyor yetmez mi? Neyse bu konu fazla uzun, başka zaman konuşuruz.
Arkadaşlar işbaşına gelen yönetimler, diğer büyük şirketlerde olduğu gibi, onay makamı, fahri görevler, denetim görevi, önlerine gelen plan ve projeleri değerlendirme işlevi yapmalıdırlar.
Benim esasen konuşmak istediğim “SPOR” kelimesini açılımı ve kurumsallığa sağladığı katkıları. S sistemi, P proğramı, O organizasyonu , R rekoru ifade eder, spor’un açılımı budur. Siz kurumsal yapınızı oturtmaz, sisteminizi belirlemez,o sistem içerisinde organizasyonları hayata geçirmezsiniz rekoru yani başarıya, başarılı sonuca ulaşamazsınız. Trabzonspor gibi havanda su döver  borcu trilyonlara çıkarır, birilerinin cebine sığar, günübirlik başarılarla oyalanıp durursunuz.
Trabzonspor bir dünya kulübü olmak istiyorsa, kalıcı başarılar elde etmek peşinde ise bu dediklerimizi ivedilikle hayata geçirmek zorundadır. Çok geç kalmış olabiliriz ama zararın neresinden dönerseniz kardır arkadaşlar,sevgilerimle..