Dün akşam o kadar keyifli bir maç izledik ki, taraflı tarafsız herkes Trabzonspor’un çok iyi yolda olduğunu görüyor. Bugün beni arayan Beşiktaş’lı Galatasaray’lı, Fb’li dostlarım “bu takım bizi korkuttu! “dediler.

O korku dün akşam Jose Morinho’nun gözlerinden de okunuyordu. Maçın hakkının bu skor olmadığını taraflı tarafsız herkes gördü. Ancak başarı ayrıntılarda gizlidir ve dün akşam Roma ayrıntılarla, tecrübeyle ve biraz da şansla maçı kazandı.

Trabzonspor’un yedi isabetli şutuna karşılık iki isabetli şutla iki gol bulmak tecrübe, şans ve ayrıntıları başarmanın göstergesidir.

Morinho çok doğru bir söz söyledi. Bu karşılaşma Konferans Ligi ön elemesinden ziyade bir Şampiyonlar Ligi ön elemesi gibiydi. Doksan dakikada sadece üç dakika uzatma oynatılması da bunun bir göstergesiydi.

Gelelim Trabzonspor’umuzun artılarına eksilerine!

Bir taraftar gözüyle değil, naçizane futboldan anladığımı düşünerek objektif bir gözle baktığımda şunu net olarak ifade edebilirim ki, Trabzonspor iyi yolda. Artıları eksilerinden daha fazla. Kendisini ve takımı sürekli güncelleyen, geliştiren bir teknik direktörümüz olması sebebiyle bu eksilerin de zamanla artıya dönebileceğini düşünüyorum.

Hazırlık maçları ve üç resmi maçtan sonra kaleme aldığım yazılarda başta orta sahanın yumuşaklığı, kolay pozisyon vermemiz olmak üzere bazı sorunların kalıcı mı olduğu yoksa sezon başı olması sebebiyle oluşan olumsuzluklar mı olduğu konusunda karar veremediğimi ve ilerleyen haftalarda bunun aydınlığa kavuşacağını yazmıştım.

Şimdi görüyorum ki bu olumsuzluklar sezon başı olması sebebiyle oluşan ve takım oynadıkça çözülecek sorunlar.

Trabzonspor hem savunma oyuncularıyla (özellikle Edgar) hem de beklerle ( özellikle Perez) savunmadan paslaşarak çok iyi oyun kuruyor ve hücuma geçişi çok iyi yapıyor. Bunu çok iyi gören Morinho, ileride basarak savunmadan oyun kurmamıza engel olmaya çalıştıysa da Trabzonspor’un kaliteli ayakları bunu öyle iyi yapıyor ki buna engel olamadı.

Trabzonspor oyun zekâsı ve teknik kapasitesi yüksek oyuncularla hücuma geçişi öyle güzel yapıyor ki Roma gibi üst düzey, kaliteli bir kadroya sahip ve her alanda basan bir takım bile birçok kez Trabzonspor’un pas oyununa ve hücuma hızlı geçişine engel olamadı. Takım dönem dönem öyle akıllı ve efektif hücumlar yaptı ki dalga dalga aktı Roma kalesine. Üstelik birkaç defa hariç hücuma çıkarken top kaptırmadı. Hücuma çıkarken kaptırdığı sadece birkaç top ceza sahamızda pozisyon oldu.

Bunda, Hamsik’in önceki maçlara oranla oyunu daha çok iki yönlü oynayarak geriye gelip top çıkarmasının da etkisi oldu ki Hamsik böyle oynamaya devam eder, Berat geçen sezonki performansına yaklaşır,  iyi bir süpürücü olan Siopis’de takıma monte edilirse Trabzonspor daha çok basan, daha diri, dinamik bir ota sahaya kavuşur ve takımın savunmaya geçiş oyunu da gelişme kaydeder. Dolayısıyla da rakiplere daha az pozisyon veririz.

Kadro kalitesinin artmasıyla Wakeme oynadığı oyundan zevk almaya ve inanılmaz oynamaya başladı. Baksetas tam bir virtiöz. Bruno Perez günden güne uyum sağlıyor ve güzel işler çıkarmaya başladı. Sıkı markaj altında etkili olamayan Gervinho’nun oyundan biraz daha erken alınması gerekiyordu. Cornellius bir harikaydı ve ilerleyen haftalarda kapanan takımlara karşı oynanacak set hücumlarında kafa gollerini lamba gibi asacağını gösterdi.

Trabzonspor’un sırıtan tek mevkiisi ve tek futbolcusu sol bek İsmail Köybaşı idi. Yediğimiz ilk golde Pelegrini’yi takip etmemesi, vurdumduymaz davranması gerçekten sinir bozucuydu. Böyle muhteşem bir kadro kurup sol beke vasat bir İsmail Köybaşı’nın konulması bence fahiş bir hata. Takım sol bek transferi diye adeta haykırıyor.

Şartlar zorlanmalı ve Umut Meraş kesinlikle transfer edilmeli! İsmail Köybaşı ancak iyi bir yedek olabilir ve Türkiye Kupası maçlarında oynatılabilir. Umut Meraş ile anlaşmaya yakın olunduğunu ve yönetimin adeta Yahudi pazarlığı yaptığını biliyorum. Umarım bir an önce bu transfer bitirilir.

Yenilen gollerde Uğurcan’ın hatası yok fakat payı var. Uğurcan gibi bir kalecinin bundan çok daha zor şutları kurtardığını bildiğimizden ondan beklentilerimiz daha yüksek oluyor. Son haftalardaki formsuzluk ve konsantrasyon bozukluğunda Avrupa’ya transfer olamamasının etkisi var mıdır bilemiyorum? Gerçi Uğurcan geçen sezona da kötü başlamış ve ilerleyen haftalarda ritmini bulmuştu

Yazımın başında da belirttiğim gibi, başarı ayrıntılarda gizlidir. Kornerden yediğimiz golde adam paylaşımı hatası vardı. Avcı’nın bu hatalar üzerine çalışacağını ve düzelteceğini düşünüyorum.

Özetlemek gerekirse Trabzonspor gerçekten iyi yolda! Bu takım oynadıkça daha da iyi olacak. Pas oyununu ve hücuma geçişi öyle hızlı, öyle efektif yapıyor ki on maç sonra Guardiola’lı Barcelona’dan esintiler izleyebiliriz. Trabzonspor Süper Lig’in ilk beşine girecek takımlar dışındaki takımları evire çevire yener. 

Daha güzel günlerde buluşacağımızdan asla şüphem yok! Saygı ve sevgilerimle…