Trabzonspor bu sezon ilk defa arka arkaya üç maçta puan kaybetti ki bu oldukça doğal bir durumdur.

Tipik bir pas oyunu oynayan takımın karlı zeminden etkilenerek Rizespor maçında kaybettiği 3 puan, yeni hocasıyla gaza gelen ve beşli savunma oynayan Beşiktaş karşısında iyi hücum edemeyip kaybedilen iki puan ve topladığı 40 puanın 36’sını kendi sahasında toplayan ve beşli savunma oynayan Gaziantep karşısında iyi hücum edemeyip kaybedilen 2 puan çok da abartılacak şeyler değildir.

Buna zor ve yıpratıcı geçen bir sezonun sonuna yaklaşırken futbolcularda oluşan fiziksel ve mental yorgunluk da eklenince böyle puan kayıplarının oluşması doğaldır.

Ancak şu bir gerçek ki Avcı hocanın beşli savunmalara karşı hücum etme konusunda bir sıkıntısı olduğu aşikâr. Her konuda kendisini güncelleyen, yenileyen Avcı hocanın bu soruna bir çözüm bulması gerekiyor.

Üçlü sistemle oynayan takımlara karşı hücum etmek gerçekten de zordur. Savunmaya dönüşte beşli oynayan takımlar pas kanallarını daraltarak hücum etmeyi, pozisyon bulmayı zorlaştırır.  Aynı şekilde hücuma çıkışlarda orta sahayı beşleyen rakibe karşı orta sahada bir eksik oynamak zorunda kalırsınız.

Üstelik bu sistemle oynayan rakiplerin kanat bekleri de iyiyse işler daha da zorlaşır. Nitekim çok etkili kanat bekleri olan ve üçlü siteme geçen Beşiktaş’a karşı zorlanmamızın sebeplerinden biri de buydu.

Aslında Avcı hocam Kayseri maçında bunun çözümünü bulmuştu ancak bu maçta aynı taktiği neden uygulamadı anlamış değilim. Takımdaki mental yorgunluk Avcı hocamda da mı var acaba?

Gaziantep’in top Trabzonspor’dayken 5-3-2 dizilişiyle topun arkasına geçerek pas kanallarını tıkayan, top kendisine geçtiğinde orta sahayı beşleyen sistemi karşısında Trabzonspor kalabalık Gaziantep merkez savunmasını geçmekte ve pozisyon üretmekte zorlandı.

Oysa aynı sorunu yaşadığı Kayserispor maçında ikinci yarı Wakeme, Visca ve Ömür’ü hücumun merkezine yaklaştırıp Djaniny ile birebirlere, verkaçlara sokarak 5-4-1 gibi katı bir savunma ile oynayan Kayseri savunma merkezini yarım saatte delik deşik etmişti.

Visca ile Wakeme çizgiden hiç ayrılmadılar ve Cornellius’a çok uzak kaldılar. Halfspace’e (iç koridor-asist bölgesi) fazla giremediler. Bu da zaten kalabalık olan ve pas kanallarını daraltan Gaziantep savunmasının merkezinde kalabalıklaşarak, kısa paslaşmalar ve verkaçlar ile pozisyona girmemize engel oldu.

Halbuki kanatlardan Visca ve Wakeme, orta sahadan da Ömür Cornellius’a yaklaşsalar, bekler Peres ve Denswil kanatlardan bindirme yapsalar, Gaziantep savunmasının merkezinde kalabalıklaşarak kısa paslaşmalar, verkaçlar ve birebirler ile kalabalık Gaziantep savunmasının dengesi rahatlıkla bozulabilir ve çok daha fazla pozisyon bulunabilirdi.

Avcı hocam rakibin etkili bek ve kanatlarına boş alanlar ve hızlı geçiş fırsatı vermemek için böyle bir risk almak istememiş olabilir.

Zira Rize deplasmanında kaybedilen maçtan sonra bir maç daha kaybetmenin takımı olumsuz etkileyebileceğini, puan farkından dolayı böyle zor bir deplasmandan bir puan almanın yeterli olabileceğini düşünerek risk almak istememiş olabilir. 

Koita ve Yunus Mallı’nın maçın sonlarına doğru kurtarıcı olarak oyuna sokulması yedek kulübesinin hala daha yeterli olmadığının bir göstergesidir herhalde.

Arka arkaya üç maçta puan kaybedilmesinden sonra Avcı hocaya ve takıma yönelik ağır eleştirilere ve panik söylemlere anlam vermekte zorlanıyorum.

Demek ki puan farkı 13 değil de 6 olsa bu takımın ensesinde boza pişirecekler, hocayı ve takımı strese ve paniğe sevk edecekler.

Gelecek sezon şampiyonluk mücadelesi bu kadar puan farkıyla bu kadar kolay olmayacaktır. Bu koşullarda Trabzonspor taraftarı artık sabırlı olmayı öğrenmeli ve her koşulda hocasının ve takımın arkasında olmayı, takımı strese ve paniğe sevk edecek söz ve davranışlardan uzak durmayı öğrenmelidir.

Bu takım bir sürü sakatlık ve kart cezalarına rağmen her biri birbirinden zor ve stresli final niteliğinde 32 maç yaparak buralara geldi ve hem mental hem de fiziksel olarak yıprandı ve yoruldu.

Bu koşullarda son maçlara doğru rehavet veya stres oluşması doğaldır.

Bu yüzden ligin son haftaları bize ders olmalı ve gelecek sezon verilecek şampiyonluk mücadelesinde taraftarlar takımın stresini artırabilecek söz ve eylemlerden uzak durmalıdır.

Güzel günlerde buluşmak ümidiyle…