Yeni sezon, yeni heyecanlar, yeni umutlar…

Peki! Trabzonspor hazır mı? Transferler yeterli mi?

Yoğun antrenman sonrası yapılan hazırlık maçları tam olarak ölçü alınamaz fakat takım ve oynayacağı futbol hakkında genel bir fikir verebilir?

Eminim futboldan az buçuk anlayan hemen herkes Trabzonspor’un futbolunda geçen sezona göre olumlu ve olumsuz bazı değişimler olduğunu fark etmiştir.

Çok önemli transferler yapılmış olmasına rağmen takımın orta sahası çok çabuk geçilebiliyor. Özellikle ayağa iyi pas yapan, hücuma geçiş oyununu hızlı ve efektif yapan, savunmadan iyi paslaşarak oyun kuran takımlar Trabzonspor orta sahasını uzun sokakta gezer gibi geçebiliyorlar. Buna karşılık takımın ofansif gücünde de gözle görülür bir gelişme yaşanmış durumda. Hücuma geçiş oyunu daha derli toplu, daha dikine ve daha hızlı yapılabiliyor.

Çünkü yapılan transferler teknik becerisi, pas isabet ve ikili mücadele kazanma yüzdeleri yüksek, adam eksiltebilen, futbol zekası ve oyun görüşü yüksek tecrübeli futbolcular. Ancak gel gör ki, teknik kapasitesi yüksek ve yaşı ilerlemiş bu futbolcular ileride ve orta sahada basan, top kapan, alan daraltan, dinamik futbolcular değiller. Orta sahada bunu yapabilecek futbolcular Berat, Flavio ve biraz da Bakasetas. Falvio maalesef kiralandı.

Bu yüzden iyi pas yapan takımlar direnç görmeden Trabzonspor orta sahasını kolay ve çabuk geçerek savunmamıza ciddi sıkıntılar yaşatabilirler. Bunda, biraz da henüz hazır olmayan sağ bek Bruno Perez ile Hamsik’in de etkisi var.

Hücumda ve orta sahada basmayan, topu geri kazanma süresi uzayan Trabzonspor’u rakipler birçok kez geri koşturabilir. 33-35 yaş ortalamasındaki bu futbolcular bu tempoyu ne kadar kaldırabilir?

Avcı’nın tecrübeli futbolcu takıntısının da tartışılması gerekir. Israrla genç oyuncularla şampiyon olunamayacağını iddia eden Avcı’ya sormak gerekir; Avrupa’nın üst düzey takımları bu kadar genç futbolcu ile nasıl bu kadar başarılı olabiliyorlar? Şampiyon olan 2010-2011 kadromuzda 30 yaşından büyük futbolcu var mıydı? Bu çok tartışılması ve irdelenmesi gereken bir konu.

Avcı bu konuda haklı değilse Trabzonspor çok büyük bir kadro mühendisliği hatası yaparak geleceğini ipotek altına alıyor olabilir.

Avcı’nın eleştirilmesi gereken bir tarafı da, her seferinde şehrin hoşuna gidebilecek söylemlerle “verimli topraklar” söylemini ağzından düşürmeyip mecbur kalmadıkça hiçbir alt yapı futbolcusunu oynatmaması.

Yıllık 1.5 milyon avroya anlaştığımız ve Kasımpaşa’da 106 maç kaçıran Koita yine sakat ve oynama olasılığı çok az. Ekuban da gitti. Elimizde nokta santrafor olmayan Djaniny kaldı. Transferde başarılı saydığımız Trabzonspor Molde ve Roma maçlarına forvetsiz çıkmak zorunda kalacak.

MOLDE MAÇI

Trabzonspor 3.turda karşılaşabileceği en tehlikeli takımla eşleşti. Modern ve kolektif futbolun gereklerini yerine getiren, tam bir takım oyunu oynayan, kesinlikle hafife alınmaması gereken bir takım. Savunmadan iyi pas yaparak hücuma çıkan, ileride çok iyi basan, hareketli ve atletik savunma oyuncuları ile çok iyi savunma yapan, duran toplarda çok etkili bir takım. 2017’de Fenerbahçe’yi Kadıköy’de 1-3 yenerek eleyen o zayıf takımdan çok daha iyi bir duruma geldiler.

Sağ kanatları inanılmaz etkili. Sağ santrafor 23 numara Eriksen ve sağ bek 14 numara Erling Knutzon çok etkili futbolcular. Özellikle de ön libero oynayan 17 numara Fredrik Aursnes oyunu iki yönlü oynayan, hücuma çok çıkan, çok tehlikeli bir futbolcu. 9 numara oynayan forvetleri Ohi hava toplarında ve duran toplarda çok etkili. Kalecileri çok iyi.

Ancak geri dönüşlerde sorun yaşıyorlar ve savunmada az adamla yakalandıklarında ciddi kademe hataları yapıyorlar. İyi pas yapan takımlar orta sahalarını rahatlıkla geçebiliyor. Önde baskı yiyince pozisyon veriyorlar.

Trabzonspor’un en büyük handikabı ise rakibinin Norveç liginde 16, Avrupa kupalarında 2 maç yaparak oldukça hazır bir durumda bulunması.

Trabzonspor zorlanacak olsa da başına bir kaza gelmeden bu turu geçerse Roma’yı kesinlikle eleyecektir. Trabzonspor’a kurada Roma’nın çıkmış olmasına ben şahsen sevindim. Trabzonspor büyük takımdır, büyük takımlarla oynar. Trabzonspor’un tarihi bu tür zaferlerle doludur. Hose Morinho Akçay’da döner, Akçaabat’ta köfte, Hamsiköy’de sütlaç yiyip iyi bir tatil yaparak kötü anılarla Trabzon’dan ayrılır.