Psikoloji biliminde “terk depresyonu” diye bir ruh sağlığı sorunu vardır. Terk depresyonu yaşayan insanlar değerli şeylerini kaybetmeyi asla kaldıramazlar ve depresyona girerler. Kaybettikleri şeyle ilgili olarak önce inkâr ederler, sonra depresyona girerler ve sonunda kabullenirler.


 

İşte İstanbul takımları ve medyası da önce inkâr ettiler.


 

“Ama Trabzonspor Avrupa’da oynamıyor” … “aslında Trabzonspor iyi değil biz kötüyüz” … “Trabzonspor kollanıyor” … “Trabzonspor kazanıyor ama iyi oynamıyor” …


 

Sonra depresyon aşamasına geçtiler;


 

“Ne olacak bu İstanbul takımlarının hali?” … “Bu gidişle Trabzonspor’u yetişmemiz zor görünüyor” … “Bu gidişle Trabzonspor şampiyon olacak gibi” …


 

Ve artık kabullenme aşamasına gelmeye başladılar.


 

TRTspor’un 1 miyon dolarlık şeytanı dün akşam Trabzonspor’u şampiyon ilan etti. Eminim bunu söylerken bir yandan da Trabzonspor camiasını gevşemeye sevk edeceğini umut etmiştir.


 

Kabulleneceksiniz beyler! Kabulleneceksiniz!


 

Türk futbolundaki haramiliğinizin sekizinci kez yıkılışını kabulleneceksiniz! Türk futbolunda ikinci Anadolu devrimini kabulleneceksiniz! Trabzonspor kazandıkça depresyona gireceksiniz! Yıllardır hakkını gasp ettiğiniz Trabzonspor’un üzerinden kirli elleriniz çekeceksiniz!


 

Korkularınızı çok iyi anlıyorum!


 

Sizin dörtte bir bütçenizle ligi domine ediyoruz. 20 milyonluk şehrinize 330 bin nüfus ile kafa tutuyoruz. Trabzonspor bu kısıtlı imkanlarla şampiyon olursa biz bir daha şampiyonluğu zor görürüz diye düşünüyorsunuz.


 

Trabzonspor ikinci devrimin eşiğinde. Devrimler diktatörlere acı verir. Acı çekiyorsunuz, kıvranıyorsunuz. Korktukça, acı çektikçe küstahlaşıyorsunuz. İçinizdeki kıskançlığı, kini gizlemekte zorlanıyorsunuz.


 

Sol siyaset yenilik ve değişim demektir, devrim demektir, statükoya, diktatörlere karşı ve ezilenden yana olmak demektir. Solcu geçinip solun yanından bile geçemeyecek sosyal demokrat artığı gazeteci görünümlü tetikçi kalemler Trabzonspor farkı açtıkça Trabzonspor’un şampiyonluğunu Pontusçuluğa bağlayabilecek kadar küstahlaşabiliyorlar.


 

Çünkü artık başka bir şey bulamıyorlar. Yönetim, teknik kadro ve takım istikrarlı. Camia kenetlenmiş. Yağmur, soğuk, geçim sıkıntısı demeden tribünleri dolduruyorlar.


 

Alçaklıkta sınır yoktur! Bakalım daha neler göreceğiz?


 

Biz bunlara gülüp geçeceğiz! Önümüze ve işimize bakacağız! Onlara inat daha da kenetleneceğiz!


 

KÜNEFE TADINDA BİR GALİBİYET!


 

Trabzonspor Hatay gibi güçlü bir takımı ilk yarı resmen paralize etti ve künefe tadında bir maç kazandı.


 

Ömer Erdoğan Trabzonspor’un etkili ofansif gücüne karşı 5-4-1 ile geride bekleyip kazandığı topları Riberio’ya aktararak hızlı geçiş hücumları ile gol bulmayı planlamıştı ancak Berat ve Edgar Riberio’ya öyle bir baskı yaptı ki Hatay’a oyun kurdurmadı, hücum geçişlerine izin vermedi.


 

Hatay’da en çok çekindiğim Lobianitze orta sahadan top alamayınca sağ kanatta etkisiz kaldı.


 

Trabzonspor baskıyla top kazandı, kazandığı topları akıllı kullandı, sürekli atak tazeledi, savunma-orta saha ve hücum hatları birbirlerine yakın bir blok halinde hareket ederek Hatayspor’un kalabalık beşli savunmasına karşı üstelik de Wakeme’nin yokluğunda çok etkili hücum varyasyonları ürettiler.


 

İkinci yarı dörtlü savunmaya geçerek bütün riskleri alan Hatayspor’a karşı Avcı gerekli değişiklikleri zamanında yaptı ve skoru korumasını bildi.


 

Djaniny ve Cornellius uyumu mükemmeldi. Edgar ve Hügo her zamanki gibi. Berat, Dorukhan ve sonradan giren Siopis muhteşemdi. Fakat Siopis final paslarındaki bencilliği konusunda uyarılmalı.


 

Denswill sol bekteki etkili ofansif oyunu ile şaşırttı. Ancak umarım sakatlığı ciddi değildir. Olası bir Trandsden sakatlığı halinde İsmail Köybaşı kabusunu tekrar görmek istemiyorum.


 

Hiç umudum olmayan Koita’da bile bir ışık görmeye başladım. İyi niyetle kendisini ispatlama çabası gördüm. O yüzden bazı final paslarında pas vermek yerine kendisi vurmayı tercih etmiş olabilir.  Acaba bu adama biraz daha sabır mı göstermek lazım diye düşünmeden edemiyor insan. Takımın kalitesi ve iyi futbolu Koita’nın oyununu yukarı taşıyabilir. Koita kazanılırsa yeni bir transfer gibi olur.


 

Trabzonspor yarınki Altay maçını da kazanması halinde hafta sonu Başakşehir ile bir nevi ilk yarının finalini yapacak. Kırkbin taraftarının önünde Başakşehir’i de yenip devre dışı bıraktıktan sonra şampiyonluğu cebine koyup devre arası takviyelerle ikinci yarıya başlayacak.


 

Güzel günlerde buluşmak ümidiyle…